Bağımsızlığımızın ve ulusal egemenliğimizin simgesi olan Cumhuriyetimizin ilanının 102. Yılını büyük bir coşkuyla kutluyoruz.
Halkın kendi yaşamı ve geleceği üzerinde söz ve karar sahibi olduğu bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet, bu topraklar için büyük bir kazanım ve şanstır. 102 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyet, bu ülkenin emekçileri için yalnızca bir rejim değil, eşit yurttaşlık, özgürlük ve laiklik temelinde insan onuruna yakışır bir yaşamın umudu olmuştur.
Ulusal egemenliği esas alarak halk iradesini temel ilke edinen Cumhuriyet, hukuk devleti anlayışıyla yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlamayı hedefledi, halk, birey-yurttaş olarak haklarını kullanmaya başladı. Bugün üzerinde yükseldiği bu değerler yıpratılsa da Cumhuriyet, tüm baskılara rağmen varlığını kararlılıkla sürdürüyor.
İşçi sınıfı için Cumhuriyet demokrasi ve emek üzerinden büyüyüp gelişir, dallanıp budaklanır. Çünkü demokrasi olmadan Cumhuriyet, yalnızca bir biçim; emek olmadan demokrasi, yalnızca bir söz olarak kalır. Gerçek Cumhuriyet, halkın eşit yurttaşlar olarak yaşam bulduğu, emekçilerin alın terinin karşılığını aldığı, düşüncenin ve örgütlenmenin özgür olduğu bir düzendir.
Biz DİSK/Genel-İş olarak biliyoruz ki, Cumhuriyet ancak emekle, demokrasiyle ve özgürlükle yaşar; adalet ve eşitlikle, en başta da halkın iradesini tanımakla başlar.
Cumhuriyet’i yaşatmak; aynı zamanda emeği savunmak, sefalete karşı direnmek, eşitlik ve adalet mücadelesini, hak ve özgürlükler mücadelesini büyütmek demektir.
Cumhuriyetin ilanının 102. yılında, biz emekçiler diyoruz ki:
Emeğin Türkiye’sini inşa etme kararlılığımızdan, daha eşit ve demokratik bir Türkiye için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.
Cumhuriyet’i demokrasiyle, demokrasiyi emekle taçlandıracağız!
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın emek mücadelesi!