Cumhuriyetin 91. Yılında İŞ Cinayetlerinde Birinciyiz!

Ermenek’teki 18 işçinin toprak altında kaldığı faciaya tepki gösteren DİSK, KESK, TMMOB, TTB Ankara’da Madenci Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, 91. yılı kutlanan Cumhuriyette hala iş cinayetleri yaşandığına dikkat çekildi.

Ermenek’te Has Şekerler Madencilik Şirketi’ne ait madende su basması sonucu toprak altında kalan 18 işçi için Madenci Anıtı önünde ortak basın açıklaması düzenleyen DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TTB Ankara Tabip Odası ve TMMOB Ankara İl Koordinasyon , yaşanan kazanın nedeninin AKP iktidarının sermaye yanlısı politikaları olduğunu ifade etti. “Kaza değil cinayet, kader değil katliam” sloganlarının atıldığı basın açıklamasına sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katılım gösterdi.

“SERMAYE KORUNUYOR”

Ortak basın açıklamasını okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mevlüt Çakmak, 29 Ekim günü Cumhuriyet kutlamalarının olduğunu ancak ortada kutlanacak bir Cumhuriyetin olmadığını ifade etti. Çakmak, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 91 yıl geçmesine rağmen iş cinayetlerinde bir şeyin değişmediğini belirten Çakmak, sermayenin hala koruma altında olduğunu, 35 TL yevmiye kazanmak için toprak altına inen madenciler can verirken, ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren maden şirketlerinin AKP iktidarının koruması altında olduğunu belirtti.
Açıklamada şunlara yer verildi:

“ERMENEK’TE YAŞANILAN BİR CİNAYET GİRİŞİMİDİR”

“Dün Ermenek’te yaşanan yine iş kazası değil, sonucu bilinerek, öngörülerek yaşatılan bir cinayet girişimidir. Çünkü daha önce bu madende su basması olmuş, ancak işçiler o saatte dışarda oldukları için tesadüfen kurtulmuşlardır. Bu bölgeye ilişkin 2013 yılında düzenlenen raporlarla bölgenin yer altı suları nedeniyle madenciliğe uygun olmadığı tespit edilmiş ve Çalışma Bakanlığı’yla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na iletilmiştir. Dün ise saat 12:15′te olan olayda yani tam yemek saatinde işçilerin dışarı çıkışına izin verilmediği için aşağıda mahsur kalmışlardır.

Daha dün 301 madencinin kurban gittiği ve sonrasında AKP iktidarının katliamcı düzeni koruma tutumunu gördük. Hemen taşeron yasasını gündeme getirerek sanki bu sistemi kaldıracakları yönünde beklenti yarattılar. Oysa yaptıkları düzenlemelerle görüldü ki taşeronluğu yasallaştırmaya ve daha da yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.

Çalışma yaşamına dair karşılaştığımız sorunların kaynağı nedir? Sermaye iktidarı AKP ne yapmak istiyor? Aslında bu soruların yanıtını hepimiz biliyoruz. Sosyalizmin ve işçi sınıfının uluslararası mücadelesinin ülkemizde de yansıması ve sonucu olarak yasalara konulmak zorunda kalınan işçi ve emekçi hakları son çeyrek yüzyılda adım adım ortadan kaldırılmış, kalıntıları da AKP iktidarı tarafından yok edilmeye çalışılmaktadır.

AKP iktidarının hayalinde; her gün dört işçinin sömürü çarkı tarafından hayattan koparıldığı, genç işçi kuşaklarının taşeron çalışmasına mahkûm edildiği ama sendikalaşmanın fiilen önüne geçildiği, yoksulluğa karşı mücadelenin “sadaka” kültürüne dönüştüğü, işçi sağlığının patronların kar hırsına çoktan feda edildiği; grevlerin yasaklandığı, meclisin, hükümetin, idarenin, emniyetin ve mahkemelerin işçilerin ve emekçilerin değil, sermayenin çıkarlarını koruduğu bir taşeron cumhuriyeti var.

-TBMM, İLO’nun 167 ve 176 sayılı sözleşmelerini acilen onaylamalıdır. İş ve can güvenliği bulunmayan madenler kapatılmalı ve tüm madenler kamulaştırılmalıdır.
-Maden ocaklarında çalışanların hayat standartları yükseltilmeli ve sendikalaşmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
-Bugüne kadar yaşanan tüm işçi cinayetlerinde alınmayan tedbirlerden dolayı sorumlular cezalandırılmalı, ailelerin mağduriyeti giderilmelidir.
-Çalışma yaşamından taşeronluk sistemi tamamen ortadan kaldırılmalı, güvenceli ve kadrolu istihdam yasalarla düzenlenmelidir.
-Ülkemizin işçi cinayetlerinde 1. sıraya gelmesine neden olan hükümet istifa etmelidir.”