DİSK-AR’ın Yeni Araştırması: Türkiye İşçi Sınıfının Görünümü 2021 Kitabı

09/09/2022

DİSK-AR tarafından hazırlanan Türkiye İşçi Sınıfının Görünümü 2021 kitabı yayımlandı. Türkiye işçi sınıfının çeşitli yönleriyle durumunu ortaya koymayı hedefleyen alan araştırmasının sonuçları kitap olarak yayımlandı.

Türkiye’de 15 yaş ve üzeri ücretli çalışan nüfusu (kamu görevlileri hariç) kapsayan araştırmanın saha çalışması Ekim-Kasım 2021 tarihleri arasında yapıldı. DİSK-AR tarafından planlanan araştırma Doç.Dr. M. Hakan Koçak koordinatörlüğünde yürütüldü. Friedrich Ebert Vakfı (FES) Türkiye Temsilciliği tarafından desteklendi. 2004 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmanın saha çalışması Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirildi.

Kitabın amaç ve kapsamı “Giriş” bölümünde şöyle açıklanıyor:

“DİSK 2017 sonbaharında bir ilke imza atarak “Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği 2017” başlığı ile Türkiye’de işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları ile çalışma hayatı ve toplumsal konulardaki algı, tutum ve beklentilerini ortaya çıkarmayı hedefleyen ulusal düzeyde kapsamlı bir araştırma gerçekleştirmişti. Bu araştırma daha önce Türkiye işçi sınıfının durumunu ortaya koymayı hedefleyen işkollarına, sektörlere ve belirli bölgelere dayalı çeşitli alan çalışmalarının ötesinde işkolu, bölge, sendikalı/sendikasız, üye olunan sendika, konfederasyon vb. ayrımları gözetmeden tüm işçileri kapsaması ve Türkiye işçi sınıfının gerçeğini ortaya koyması açısından bir ilki oluşturmaktaydı. Araştırma sonuçları önce özet bir raporla, daha sonra kapsamlı bir kitapla kamuoyuna sunulmuştu. Aradan geçen zaman ve Türkiye’nin büyük ölçüde değişen siyasal, ekonomik ve sosyal koşulları göz önüne alınarak söz konusu araştırmanın, güncel duruma da uyarlanarak tekrarlanması hedeflendi. Bu bağlamda genel olarak Türkiye işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarının ortaya çıkarılması, özel olarak 2018 Ağustos ayından bu yana etkisini sürdüren ekonomik kriz ile 2020 Mart ayından bu yana devam eden Covid-19 salgınının Türkiye işçi sınıfının çalışma hayatı ve sosyo-ekonomik durumunda yarattığı etkinin araştırılması amaçlarını taşıyan ikinci bir araştırma kurgulandı ve uygulandı. Bu araştırma ile hem yukarıda bahsedilen yakın dönemde yaşanan ve derin etkileri olan gelişmelerin Türkiye işçi sınıfına etkisinin incelenmesi hem de bir önceki araştırma ile yapılacak karşılaştırmalarla değişimin yönünün ve niteliğinin anlaşılması hedeflendi”.

Kitapta yer alan işçilere ait sosyal, politik, ekonomik ve çalışma yaşamına dair araştırma sonuçlarının dikkat çeken bazı sonuçları şöyledir:

  • Çalışma hayatının dört büyük sorunu: İşsizlik, düşük ücret, kayıtdışı istihdam ve uzun çalışma saatleri.

İşçilerin yaklaşık yüzde 71,7’si çalışma hayatının en önemli sorununu işsizlik olarak ifade ediyor. Çalışma hayatının diğer en önemli sorunları yüzde 65,2 düşük ücret, yüzde 44,8 kayıt dışı istihdam, yüzde 43 uzun çalışma süreleridir.

  • Yaptığı işe karşılık adil bir ücret aldığını düşünenlerin oranı yüzde 31

İşçilerin ücretlerinden memnuniyet oranı oldukça düşük. İşçilerin sadece yüzde 31’i yaptığı işe karşılık adil bir ücret aldığını belirtiyor.

  • Çalışma saatleri uzun!

İşçilerin yüzde 60’ı çalışma saatlerinin uzun olduğunu ifade ediyor. Yasal çalışma süresi olan 45 saatin üzerinde çalışan işçilerin oranı yüzde 59,3’tür. İşçilerin yüzde 37’si son 12 ayda fazla mesai yaptığını söylüyor.

  • İşçilerde konut sahipliği düşük, kiracılık yüksek

İşçilerin yüzde 53,3 kiracı, yüzde 42’si ev sahibi yüzde 4,8’i ise ev sahibi değil ancak kira da ödemiyor. TÜİK’e göre Türkiye çapında konut sahipliği yüzde 58,8 iken işçilerde bu oran yüzde 42’ye geriliyor.

  • İşçilerin yüzde 42’si yıllık izinlerini evde geçiriyor!

İşçilerin büyük bölümü yıllık izinlerini ya evde ya da memlekette/köyde geçiriyor. İşçilerin yüzde 42’si yıllık izinlerini evde geçirdiğini belirtiyor. Yüzde 33’ü ise memlekete veya köye gittiğini belirtiyor.

  • İşçiler başkanlık sistemini olumsuz değerlendiriyor

İşçilerin yalnızca yüzde 26,9’u başkanlık sistemini olumlu olarak beyan ederken, yüzde 44,5’i başkanlık sistemini olumsuz değerlendiriyor. Kadınların yaklaşık yüzde 47’si, erkeklerin yüzde 43,5’i başkanlık sistemini olumsuz değerlendiriyor. Eğitim seviyesi artıkça başkanlık sistemini olumsuz bulanların oranı artıyor.

  • Erkeklerin çalışma hayatına dair geleneksel değer yargıları ve inanışları sürüyor

Erkek işçilerin yüzde 55,3’ü kadınların çalışmak için eşlerinden izin alması gerektiğini düşünüyor. Kadınların yüzde 28’i bu görüşü paylaşıyor.

  • Kadınların büyük bir kısmı ev içi bakım yüklerinin sadece kendilerine tanımlanmış olmasını kabul etmiyor

Kadın işçilerin yüzde 65’i ev içi bakım yüklerinin kadının sorumluluğu ifadesinin yanlış olduğunu söylemektedir. Bir başka ifadeyle kadınların büyük çoğunluğu geleneksel cinsiyete dayalı iş bölümü̈ etrafında bakım rollerinin sadece kendilerine tanımlanmış olmasını kabul etmezken, erkeklerin yarısından daha azı bu rol paylaşımına karşı çıkmakta ve çocuk hasta ve çocuk bakmak yalnızca kadın işi değildir diye düşünmektedir.

  • Hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi olumsuz bulunuyor

İşçilerin yaklaşık yarısı kadına yönelik şiddeti önlemek üzere Türkiye tarafından onaylamış olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını yanlış bulmaktadır. Kadınların yüzde 56’sı, erkeklerin yüzde 44,5’i İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını olumsuz bulmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını doğru bulan işçilerin oranı erkeklerde yüzde 24,1, kadınlarda yüzde 18,7 düzeyinde kalmaktadır.