Diyarbakır’da Görkemli İşçi Mitingi

İş kazaları ve cinayetlerine karşı Diyarbakır’da yapılan mitinge katılan Konfederasyonumuz DİSK ve Sendikamız Genel Başkanı Kani Beko, bu kaza ve cinayetlerin “fıtrat” olarak görülmesine “Önlenebilecek ölüme fıtrat denmez” yanıtını verdi.

Sabahın erken saatlerinde Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde Alipınar Köprüsü önünde bir araya gelmeye başlandı. Siirt, Van, Batman, Şırnak, Dersim, Ş. Urfa ve Mersin den otobüslerle Helen işçilerin katılımıyla coşku doruğa çıktı. DISK ve Sendikamızın Genel Başkanı Kani Beko, Sendikamız Genel Sekreteri Remzi Çalışkan, DİSK Diyarbakır Bölge Bşk. Serdar Ekingen, Diyarbakir 1 No’lu Şube Bşk. M. Salih Doğrul, 2 Şube Bşk. Ramazan Kızıltepe, Batman Şub. Bşk. Murat Akın, Dersim Şub. Bşk. Hasan Çiçek, Van Şube Bşk. Salih İpek, Urfa Şb. Bşk. Sadık Demir ve Mersin Şb. Bşk. Kemal Göksoy, İstanbul Konut Şb. Bşk. Nebile Irmak Çetin öncülüğünde İstasyon meydanina doğru yürüyüşe geçtiler. Büyük coşku ve heyecanla emek, adalet, iş güvenliği ve taşerona karşı atılan sloganlardan sonra DİSK üyesi binlerce işçi miting alanını bayraklarla adeta kızıla boyadılar. Miting alanına ofis yönünden gelen TMMOB ve Urfa Kapı yönünden gelen KESK’ li emekçilerin katılımından sonra miting tertip komitesi adına Sendikamız Diyarbakır 2 No’lu Şube Bşk. Ramazan Kızıltepe bir konuşma yaptı.

Özellikle AKP iktidarı döneminde artan iş kazaları ve cinayetlerine karşı Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)  öncülüğünde KESK ve TMKOB İl Koordinasyonları ortaklığında “Kobanê’deki direniş ruhunun emekçilerde yarattığı umutla demokratik sosyalizme yürüyoruz” sloganıyla İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitinge Batman, Mardin, Şırnak, Van, Siirt olmak üzere bölge illerden de binlerce işçi ve emekçi de katıldı.

Miting alanına KESK, DİSK ve TMMOB’un üç koldan başlattığı  Yürüyüş sırasında sendika ve odaların flamlarının taşındığı yürüyüş kollarında “Bijî berxwedana Kobanê”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Yaşasın işçilerin direnişi” sloganları atıldı. Miting alanın ise “Kobanê’deki direniş ruhunun emekçilerde yarattığı umutla demokratik sosyalizme yürüyoruz”, “Taşeronluk köleliktir” ,”Emekçi kadınlar mücadeleyle özgürleşir”, “Kadının fıtratında eşitlik, direniş ve mücadele var”, “Roboski, Soma, Kobanê, zafer direnen emekçilerin olacak” ve “Rojava halkı yalnız değildir” gibi birçok pankart asıldığı görüldü.

Alanda toplanan binlerce işçi ve emekçi, programın başlaması öncesinde çalınan müzikler eşliğinde halaylar çekti. Sonrasında özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan mitingde Tertip Komitesi’nin açılış konuşmasının ardından KESK Genel Eş Başkanı Şaziye Kösel ve DTK Eş Başkanı Selma Irmak ile birlikte mitinge katılan DİSK Genel Başkanı Kani Beko ilk konuşmayı yaptı.

‘Bu ölümler fıtrat değildir, kader değildir’

“Taşerona, iş cinayetlerine, iktidarın baskılarına, adaletsizliğe, faşizme direnen onurlu Diyarbakır halkı merhaba” diyerek konuşmasına başlayan Beko, sözlerine iş cinayetlerinde yaşamını yitirenleri saygı ile anarak devam etti. AKP döneminde 15 bine yakın insanının iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini dikkat çeken Beko, Türkiye’de her gün ortalama 4-5 işçinin çalışırken yaşamını yitirdiğini söyledi. Bunun işçi sınıfına karşı açılmış kirli bir savaş olduğunu ifade eden Beko, “Bu ölümler fıtrat değildir, kader değildir. Önlenebilecek ölüme fıtrat denmez. Bu ölümler cinayettir. Daha fazla kar etmek için, daha fazla kazanmak için bilerek işlenmiş cinayetlerdir. Biz işçiler yaşamak için çalışırız. Çocuklarımızı yaşatmak için çalışırız. Ama biz yaşamak ve yaşatmak için çıktığımız bu yolda ölüyoruz” dedi.

‘İşçinin en büyük güvencesi örgütlü olmasıdır’

DİSK olarak yaşanan iş cinayetlerinin önlenmesi için yıllardır yapılması gerekenleri söylediklerini kaydeden Beko, ülkeyi yönetenlerin kendilerini duymadıklarını, dinlemediğini ifade etti. Beko, “Biz dedik ki işçinin en büyük güvencesi örgütlü olmasıdır, sendikalı olmasıdır. Daha önemlisi sendikasını seçebilmesidir” dedi.

Türkiye’yi bir taşeron cumhuriyetine çevirenin bizzat AKP iktidarı olduğunu vurgulayan Beko, “Burada belediye işçilerimizde var. Onlar bilsinler ki AKP iktidarının çıkardığı yasalarla belediyelerde taşeron zorunlu olmuştur. AKP’nin çıkardığı yasalar sonucu yerel yönetimlerde 120 bin kadrolu işçi çalışırken, taşeron işçi sayısı 750 bini geçmiştir” şeklinde konuştu.

Yine madenler konusunda da hükümeti defalarca uyardıklarını belirten Beko, maden ocaklarının çalışması gerektiğini ancak işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alarak çalışmaları gerektiğini ifade etti. Beko, “2014 yılının ilk 10 ayında 354 madenci öldü. Bunların 351’i özel sektör maden işçisiydi. Özel madenler işçileri ölüme sürüklüyor. Bu madenleri kamu işletsin. İşçiler sendikalı olsun. İstedikleri sendikayı özgürce seçsin. İşçiler sarı sendikalara mahkum olmasın” dedi.

Beko’nun ardından yaptığı konuşmasında KESK Genel Eş Başkanı Şaziye Kösel de “Bu ülkenin bir avuç muktediri, bir avuç efendisi için öldüklerini” söyledi. “Maden patronlarının, inşaat vurguncularının daha fazla karı için ölüyoruz. Sermayenin açgözlülüğü ve doymak bilmeyen ihtirası için ölüyoruz” diyen Kösel, iktidarlar sahiplerine “canımız kaç para eder?” diye sordu.

Konuşmasının devamında kendilerine dayatılan ‘Ya savaş ve ölüm yada benim iktidarım altında ezileceksiniz’ ikilemine itiraz ettiklerini belirten Kösel, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Kutsadığınız iktidarınız, ihtişamınız baki değil. Tarih bunun örnekleri ile dolu. Geçmişimize ve şimdi olmakta olana yaslanıyoruz. Sandığınız kadar kolay değil, bizi razı etmek. Selam olsun kadın özgürlük mücadelecilerine. Selam olsun Türk-Kürt işçi sınıfından, Kobanê’de insanlığın onurunu koruyanlara. Selam olsun bin selam umudumuzu büyütenlere” diye konuştu.

DTK Eş Başkanı Selma Irmak ise emeğine sahip çıkmayanların onuruna da sahip çıkamayacağını belirterek, işçilerin bu ülkede emeklerine güçlerinin sonuna kadar sahip çıkacağını belirtti. Irmak, “Ne cumhurbaşkanı, ne başbakan ne de hükümet, emekçilerin hakkını yiyemez. Onların boğazında kalır. AKP hükümeti bu ülkenin emekçilerinin kanına ve bedenine zehir aşılıyor. Biz de buradan onlara bir kez daha sesleniyoruz. Defolun çıkın bu memleketten” diye seslendi.

Toplumsal olayları “terörizm” diye gören hükümet yetkililerinin en büyük terörizmi işçi ve emekçinin kanına girerek yaptığını da söyleyen Irmak, ardından ise hiç günahları yokmuş gibi kendilerini masum gösterdiklerini ifade etti.

2013 yılında bin 235 işçinin yaşamını yitirdiğini, 2014 yılında ise bin 269 işçinin yaşamını yitirdiğine dair rakamlara işaret ederek, “Bunlar iş kazası değil katliamdır” diyen Irmak, “Katil ve kan emici devlet, bunun hesabını verecek. Bunca ölümlere rağmen halen alınmış bir tedbir yok. Bunun karşısında kendi çözümümüzü kendimiz oluşturmak için kendimizi örgütleyerek mücadelemizi sürdürmeliyiz” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından müzik dinletisiyle devam etmesi planlanan konser, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları nedeniyle iptal edilmesi üzerine miting konuşmaların akabinde sona erdi.