Genel Başkanımız Remzi Çalışkan Emek Gazetesine Yazdı: Emeğin Yılı

26.12.2025

Emeğin, dayanışmanın ve örgütlü mücadelenin gücüyle yeni bir yıla girerken umudu da kararlılığı da hep birlikte büyütüyoruz. Geride bıraktığımız 2025 yılı, işçiler açısından ağır bir yıl oldu. Düşük ücretler, güvencesiz çalışma biçimleri, hızla artan hayat pahalılığı ve derinleşen adaletsizlikler milyonlarca emekçiyi her geçen gün biraz daha yoksullaştırdı. Bugün milyonlarca işçi, bu ağır sorunlarla ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Ancak tüm bu zorluklara rağmen işçi sınıfı, haklarından vazgeçmedi; adalet ve eşitlik talebinden geri adım atmadı.

Genel-İş, tam da bu tabloda; insanca yaşam, güvenceli iş, adil ücret ve eşit haklar mücadelesinin örgütlü gücü olmayı sürdürmektedir. Emeğin değersizleştirildiği, hakların budandığı, adaletin aşındırıldığı hiçbir düzene razı olmadık; bundan sonra da olmayacağız.

Ne yazık ki, bu zorlu süreçten en fazla etkilenenlerin başında belediye işçileri gelmektedir. Özellikle iktidarın muhalif belediyelere yönelik sürdürdüğü politikalar sonucunda; ödenmeyen ücretler, işten çıkarmalar, sosyal hakların gasp edilmesi gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınmıştır. SGK borçları gerekçe gösterilerek yapılan kesintilerle muhalif belediyeler mali açıdan kuşatılırken her zaman olduğu gibi bu kuşatmanın bedeli de doğrudan belediye işçilerine ödetilmiştir. Üyelerimiz ücretlerini ve sosyal haklarını zamanında alamıyor; artan kiralar, yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü altında her geçen gün daha da yoksullaşıyor. Borçluluk hızla artarken bir yandan da temel haklardan biri olan barınma hakkı da tehdit ediliyor. Kredi borçlarını ödeyemeyen işçiler, bir de yüksek faiz yüküyle karşı karşıya bırakılıyor. Ayrıca bu uygulamalar sonucunda belediyelerin hizmet üretme kapasitesi zayıflıyor, dolayısıyla kamu hizmetleri aksıyor.

Bu koşullarda belediyelerden beklentimiz son derece açıktır: Emek dostu bir yaklaşım benimsemeleri, emeğin hakkından kesinti yapmamaları ve işçiyi önceleyen bir yönetim anlayışıyla hareket etmeleridir. Emek ve demokrasi mücadelesi birbirinden ayrı düşünülemez. Emeğin özgürleşmesi, emeğin eşitlik ve adalet hedefi, ancak emek ve demokrasi mücadelesinin birlikte, bütünlüklü ve örgütlü biçimde yürütülmesiyle gerçeklik kazanabilir. Unutulmamalıdır ki, demokrasi mücadelesi emekten kopuk, emek mücadelesi de demokratik hak ve özgürlüklerden yoksun bir biçimde verilemez. Emeğin sözünün olmadığı bir demokrasi güvencesiz, demokrasinin olmadığı bir emek mücadelesi ise savunmasızdır.

Öte yandan 2025 yılı, barış umudunun güçlendiği bir yıl olmuştur. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yürüttüğü barış sürecinin, ülkemizin geleceği açısından tarihsel bir öneme sahip olduğunu komisyon çalışmalarında da ifade ettik. Çünkü emek ve demokrasi mücadelesi; aynı zamanda toplumsal barışın, eşitliğin ve kardeşçe bir arada yaşamanın mücadelesidir. Bu nedenle sürecin başarıyla tamamlanmasını önemsiyor; hukukun üstünlüğünün sağlanmasını, adaletin tesis edilmesini, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesini, halkın iradesi önündeki haksız ve hukuksuz engellerin kaldırılmasını bu sürecin vazgeçilmez bir parçası olarak görüyoruz. Barış, siyasi hesapların ve dar çıkarların ötesinde; bu topraklarda yaşayan herkesin ortak geleceği için ele alınmalı ve desteklenmelidir.

Yeni yılda da talebimiz değişmiyor: Emeğin hakkını aldığı demokratik bir yaşam, sendikal özgürlüklerin güvence altına alındığı, eşitliğin ve barışın egemen olduğu bir ülke talebimizdir. Bu talebi daha güçlü, daha kararlı ve daha örgütlü bir biçimde dile getirmeye devam edeceğiz.

2026 yılının; sömürünün değil emeğin, baskının değil özgürlüğün, ayrımcılığın değil eşitliğin yılı olmasını diliyorum. Tüm emekçilere ve ailelerine, dayanışmanın ve umudun eksik olmadığı bir yıl temenni ediyorum.

 


Emek Gazetesini PDF Olarak İndirmek için Tıklayınız (pdf)