Halk Sana İşten Çıkar Diye Yetki Vermedi!

04/10/2019

İşten Çıkarmalara Son Verilsin

OHAL döneminde yüz bini aşkın kamu görevlisi ihraç edildi; üç bine yakın üyemiz işinden edildi. Haksız ve hukuksuz yere işinden edilen üyelerimiz için hala hukuk ve adalet peşindeyiz.

Haksız, Hukuksuz İşten Atmalara Karşı Mücadeleyi Sürdürmekte Kararlıyız

Aliağa Belediyesi tarafından üyelerimiz haksız hukuksuz yere işten çıkarıldılar.

İşinden edilen üyelerimiz Aliağa Demokrasi Meydanı'nda direnişlerini günlerdir sürdürüyor.

Seçilmiş̧ belediye başkanı ve yöneticilerin görevden uzaklaştırılması sonrası bine yakın işçi belediyelere atanan valiler tarafından işinden edildi. Mardin’de yaklaşık iki yüz kadar belediye işçisi işten çıkarıldı.

  

İşçi ve Sendika Düşmanlığı Kabul Edilemez

Sendika değiştirmedikleri için isçilerin işten çıkarılması işçi ve sendika düşmanlığıdır.

Toplamda 250 işçiyi işten çıkaran Aliağa Belediye Başkanı, sadece Aliağa halkının değil, bütün İzmir’in, Türkiye’nin ve Dünya’nın tepkisini çekti. “Ben belediye başkanıyım. İstediğimi alırım, istediğimi çıkarırım. Halk bana bu yetkiyi verdi” şeklindeki skandal ifadelerle üyelerimizi işinden eden Aliağa Belediye Başkanı suç işlemektedir.

Suç İşlenmektedir

Bu yapılanlar çalışma hakkına, örgütlenme özgürlüğüne, altına imza attığımız uluslararası sözleşmelere, Anayasa ve yasalarımıza aykırıdır. Bu yapılanlar Türk Ceza Kanunu’nun 118. ve 119. maddelerinde düzenlenen sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturmaktadır.

Yetkisi ve görevi ne olursa olsun bir kişinin bir işçiyi bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, bir sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak için cebir veya tehdit kullanması Türk Ceza Kanunu'na, ulusal ve uluslararası bir çok sözleşme ve yasaya göre de suç teşkil etmektedir.

Anayasanın 51. maddesinde sendikal haklar temel haklardan biri kabul edilmiş̧ ve güvence altına alınmıştır. 

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun "sendika özgürlüğünün güvencesi" başlıklı 25. maddesi açıkça şunu söylemektedir:

“ İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.” 

Sendikal Hak ve Özgürlükler Uluslararası Sözleşmelerle Güvence Altındadır

Uluslararası sözleşmeler Türkiye’de Anayasanın 90. maddesinde yer alan düzenleme ile iç hukuka dahil olmuştur.

Türkiye tarafından 1993 yılında onaylanan "Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlen- me Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı ILO Sözleşmesi" işçilerin istediği sendikada örgütlenme hakkını düzenlemiştir. ILO sözleşmeleri açıkça sendika hakkının kullanımını devlete ve kamu yetkililerine karşı koruyup güvence altına almayı amaçlar.

    

Aliağa Belediyesi Başkanının Tutumu ILO Sözleşmelerine Açıkça Aykırıdır

Yine ILO’nun 98 No’lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Sözleşmesi Türkiye’ye sendikal hak ve özgürlüklerin korunması noktasında ciddi yükümlülükler getirmiştir. 

98 Sayılı sözleşmenin 1. maddesi bunu açıkça ortaya koymuştur: “İşçiler çalışma hususunda sendika hürriyetine halel getirmeye matuf her türlü fark gözetici harekete karşı tam bir himayeden faydalanacaktır. Böyle bir himaye bilhassa, bir işçinin çalıştırılmasını, bir sendikaya girmemesi veya bir sendikadan çıkması şartına tabi kılmak; bir sendikaya üye olması yahut çalışma saatleri dışında veya işverenin muvafakati ile çalışma saatlerinde sendika faaliyetlerine iştirak etmesinden dolayı bir işçiyi işinden çıkarmak veya başka suretle onu izrar etmek; maksatları güden hareketlere mütaallik hususlarda uygulanacaktır.”

ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi Kararlarında da açıkça “işten çıkarılan çalışanların sendika üyeliği hakkına son veren bir hüküm, söz konusu kişileri seçtikleri örgütlere katılmaktan mahrum bıraktığı için örgütlenme özgürlüğü ilkelerine aykırıdır. Bu tür bir hüküm, sendika aktivistlerinin işten çıkarılmasının örgütlerindeki sendikal faaliyetlere devam etmelerini engelleyecek olması halinde sendika karşıtı ayrımcılık eylemlerinin yürütülmesi riski taşımaktadır.” denmiştir.

İşverenlerin uygulamada, gerekçesiz işten çıkarma durumları için kanunla belirlenen tazminatı ödemeleri şartıyla herhangi bir çalışanı işten çıkarabildikleri durumlarda, eğer gerçek neden çalışanın sendikal üyeliği veya faaliyetleriyse, kanun tarafından 98 Sayılı Sözleşme’de düzenlendiği gibi, sendika karşıtı ayrımcılık fiillerine karşı yeterli koruma sağlanmamış̧ demektir.

Yalnızca işten çıkarma değil, aynı zamanda zorunlu emeklilik de yasal sendikal faaliyetlerin sonucu olarak dayatıldığında, hiç kimsenin  sendikal üyelik ve faaliyetleri nedeniyle işinde zarar uğratılmaması gerektiği ilkesine aykırı olacaktır.

Ekonomik  zorunluluğa dayalı işten çıkarma bahanesiyle, ya da Aliağa Belediyesi’nin söylediği gibi teknolojik nedenler gibi sendika karşıtı ayrımcı fiillere izin verilmemelidir.

 

Halk Sana İşten Çıkar Diye Yetki Vermedi!