18/03/2020
"Ekonomik İstikrar Kalkanı" adı verilen ekonomi paketine ilişkin DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Remzi Çalışkan'ın " açıklaması
DİSK’in çağrılmadığı "Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı" sonrası “Ekonomik İstikrar Kalkanı" adı verilen bir ekonomi paketi açıklandı.
İşverenlerin borçlarının ertelenmesine yönelik maddelerin bulunduğu pakette, sermayeye 100 Milyar ayrılırken, DİSK’in daha önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sunduğu;
gibi pek çok talep yer almadı.
Tüm çalışanların sağlığını ve bir bütün olarak halk sağlığını koruyacak kararlara ihtiyaç varken yetersiz birkaç önlem haricinde çalışanları gözetmeyen kararlar alınmıştır.
“Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.” denilerek, Esnek ve uzaktan çalışma modeli çalışma hayatının tamamına ileriki zamanlarda da yaymak için bir olanak olarak görülmüştür. Halk sağlığı için, kısmi ve virüsle mücadelede sınırlı olarak önerilen uzaktan çalışma üzerinden fırsatçılık yapılmaya çalışılmıştır. Süresi uzatılmış telafi çalışmayla salgın günlerinin faturası emekçilere ödetilmek istenmiştir.
“Kovid-19'dan en iyi korunma yöntemi, herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Hiç kimse, tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir." diyerek iktidar üzerindeki sorumluluğu halka atmıştır. Elbette herkes kendi ve toplumun sağlığından sorumludur ama bu sorumluluk öncelikle ülkeyi yönetenlerindir. İktidar alacağı önlemlerle kişilerin inisiyatifine bırakılmayacak kararlar da almalıdır. Yoksa halk sağlığı büyük bir risk altına girer. Bu durumu Umre’den dönen yurttaşlarımız nezdinde de gördük.
Yapılan açıklama göstermektedir ki sermayeye sahip çıkan iktidar işçileri görmemiştir. İşverenlere yapılan vergi indirimleri, çalışanların büyük bir çoğunluğunu oluşturan asgari ücretle çalışan işçilere yapılmamıştır. Hala sokakları süpüren, çöpleri toplayan, hastanelerde görev yapan, şantiyelerde çalışan işçilerin ve emekçilerin iş güvencesi ve sağlıkları önlemler dahiline alınmamıştır.
Bunları yeniden düşünmek için çok geç kalmadan işçiler ve emekçileri merkez alan kamusal ve halkçı önlemler alınmalıdır.
Eğer illa bir fırsat olarak değerlendirilecekse bu durum kamu hizmetlerini geliştirmede, sağlık hizmetlerinde ve eğitimde özelleştirmeleri durdurmada ve kamusallaştırma yönünde bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.