Ülkemizin teşeron cumhuriyetine dönüştüğünü, esasen taşeron uygulamasının yasaklanmasını ve bazı yasal değişiklik önerilerimizi AKP Heyetine Soma’daki katliamın yaşandığı gün olan 13 Mayıs 2014’te sunmuştuk. Yapılan bu görüşmenin içeriği aşağıda sunulmuştur:
Soma’da yaşanan işçi katliamından kısa bir süre önce de TBMM’yi ziyaret eden sendikamız DİSK/Genel-İş Yönetim Kurulu Heyeti, AKP Eskişehir Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Salih Koca ile AKP Parti Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar ile görüşerek, AKP yetkililerine taşeron işçilik, güvencesizlik, iş ve işçi güvenliği, işçi cinayetleri konularındaki düşüncelerini aktardılar ve alınması gereken önlemler hakkında gerekli uyarılarda bulundular. Mevcut durumun sürmesi halinde ağır sonuçların yaşanacağına dair kaygılı olduklarını belirterek, hükümetin üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yerine getirmesini istediler. Hükümetin taşeronlaştırma ve ucuz maliyet politikasının işçi ve emekçilerin daha fazla sömürülmesi demek olduğunu ve bu ağır sömürü politikasının işçi cinayetlerine davetiye çıkartacağını
AKP temsilcilerine ilettiler. Sendikamız DİSK/Genel-İş Genel Sekreteri Remzi Çalışkan ile Sendikamız Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman’ın gerçekleştirdiği görüşmede ayrıca taşeronlaşma, güvencesizlik, özelleştirme, iş ve işçi güvenliği konularını içeren talepler ifade edilerek, belediyelerde çalışan işçi sayısının 100 bine gerilediğini buna karşın belediye hizmetlerinde iş alan taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sayısının 500 binin üzerine çıktığına dikkat çekerek sorunun acil çözüm beklediğini dile getirdiler. İşçi haklarının daha fazla ihlal edilmemesi için yasal düzenlemelerin süratle sonuçlandırılması gerektiğini belirten heyetimiz, bu değişikliğin gündeme getirilmesi için bir dizi eylem planladıklarını da ifade ettiler.
AKP Eskişehir Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Salih Koca ile AKP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar’dan oluşan AKP Heyeti ise “Çalışanların daha huzurlu çalışmaları adına adımlar atılacak ve bunların da takipçisi olacağız. Hedefimiz çalışanlarımızın haklarını koruyarak, emeklerinin karşılığını alabilecek bir çalışma yaşamı sağlamaktır. Çalışanlarımızın daha rahat ve huzurlu olması en büyük isteğimizdir. Bu sorunları elbirliğiyle, beraberce çözeceğimize inanıyoruz” dedi.
Ayrıca gerçekleşen görüşmede, DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulumuz Üyeleri, belediyelerde “taşeron” uygulamasının, belediye hizmetlerinde istihdam edilen işçilerin sendikal ve sosyal haklarını olumsuz etkilediğini dile getirdi. Taşeron uygulamasının olumsuzluklarının ortadan kaldırılmasının ancak kamu hizmetlerinde taşeron uygulamasına son verilerek mümkün olacağını vurguladılar.
Gerçekleşen görüşmede ayrıca Sendikamız Heyeti “Küresel sermayenin insan ve doğa düşmanı olan neoliberal ekonomi politikaları gereği uygulanmakta olan çalışma yaşamında emeğe ve işçiye dair barbarca sömürünün devamı niteliğinde olan, iş cinayetlerinin artışına neden olan taşeron çalıştırma derhal yasaklanmalıdır ve yasadışı ilan edilmelidir” diyerek talepleri maddeler halinde sundular.
Sendikamız Genel-İş Heyeti sunduğu önerilerde:
1- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bir süredir 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde bazı değişiklikler yapmayı planladığı, kamuoyuna da yansıyan bu değişikliklerle asıl işveren/alt işveren ilişkisinin kopartılarak taşeronlaştırmanın tümüyle kuralsızlaştırılacağını, bu gerekçeyle söz konusu değişikliğin yapılmaması gerektiğini, aksine 2. maddedeki düzenlemenin işçi lehine yorumu güçlendirecek biçimde ele alınmasını ve sadece teknolojik ve uzmanlık gerektiren işlerde alt işverenliğin söz konusu olması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca 01/07/2006 tarihinde 5538 sayılı kanunla kamu kurumlarında taşeron çalıştırılmasına ilişkin istisnalarla ilgili eklemelerin de kaldırılması gerektiğini belirtti.
2- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun belediyelere görev ve hizmet alanında şirket kurma hakkını verdiğini, ancak genellikle engellenen bu kanuni hakka rağmen kamu ihale mevzuatı gereği belediye şirketlerinin de belediye ihalelerine katılmak zorunda bırakıldıklarını belirterek, bu hususun belediyelerin tabi oldukları özel mevzuata ve belediye hizmetlerinin kamusal niteliğine aykırılığını ifade etti.
Belediyelerin şirket kurma haklarının engellenmemesi gerektiğini belirten heyetimiz, belediyelerin kamu ihale mevzuatına tabi olmadan belediye hizmetlerini doğrudan kendi kurdukları şirketler aracılığı ile yürütebilmesini ve bu amaçla Kamu İhale Kanununun 2. Maddesinin değiştirilmesini önerdi.
3- 5393 Sayılı Kanunla düzenlenen norm kadro uygulamasının belediyeler açısından zorunlu olmaktan çıkarılarak, güvenceli istihdam temelinde yol gösterici niteliğe bürünmesini, bu amaçla 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesinde değişiklik yapılarak belediyelere personel istihdamında takdir yetkisi tanınması gerektiğini ifade ederek, sundu.
4- Mevcut ihale mevzuatının taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sendikal haklarını ortadan kaldırdığını, işçilerin sendikalara üye olsalar dahi toplu sözleşme mevzuatı nedeniyle toplu sözleşme haklarının gasp edildiğini ifade ederek, taşeron şirketlerin birden çok şehirde faaliyet göstermesi durumunda toplu sözleşme yetkisini almalarının imkânsız olduğunu vurguladı.
Bu nedenle 6356 Sayılı yasada yer alan işletme toplu sözleşmesi zorunluluğunun kaldırılmasını, yine bu kapsamda taşeron şirketlerin sık sık değişmesi göz önüne alınarak başlayan toplu sözleşme yetki prosedürünün sonradan ihale kazanan şirketleri de bağlaması gerektiğini ifade ederek, bu yönde düzenleme yapılmasının uygun olacağını ifade etti. Sunulan öneriyle 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın 34. maddesinde buna uygun düzenlemeler gerektiğini belirterek, değişiklik önerilerimizi bir dosya olarak sundu.
TBMM’de Grubu bulunan siyasi partilere “taşeronlaşma” ya dair sunulan değişikliğin tam metnine ulaşmak için tıklayınız.