İşçilerin Yüzüncü Yıl Bildirgesi: Emeğin Türkiye’si için Demokratik ve Sosyal Cumhuriyet

31/10/2022

“Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının eşiğinde ülkemiz için bir karar anındayız” diyen DİSK Yönetim Kurulu, Cumhuriyetimizin doksan dokuzuncu yıl dönümünde “EMEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN DEMOKRATİK VE SOSYAL CUMHURİYET” bildirgesini açıkladı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Genel Başkanımız Remzi Çalışkan ile DİSK Yönetim Kurulu’nun katılımıyla 31 Ekim 2022 Pazartesi günü (bugün) saat 12.30’da DİSK Genel Merkezi’nde gerçekleşen basın açıklamasında “İŞÇİLERİN 100’ÜNCÜ YIL BİLDİRGESİ” açıklandı.

İŞÇİLERİN 100’ÜNCÜ YIL BİLDİRGESİ: DEMOKRATİK VE SOSYAL CUMHURİYET İLE EMEĞİN TÜRKİYE’Sİ

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının eşiğinde ülkemiz için bir karar anındayız.

En başta belirtmek gerekir ki, TDK sözlüğünde “Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi” olarak tanımlanmış olsa da, ülkemiz açısından “Cumhuriyet kavramı”  bunun çok daha fazlasını temsil eder.

Bugün, bir karar anında, ülkemizin hak ettiği, işçilerin söz ve karar sahibi olacağı “Demokratik ve Sosyal bir Cumhuriyet’in” nasıl kurulabileceğini hep birlikte konuşmak, tartışmak ve yaşama geçirmek gibi bir tarihsel sorumluluğumuz var.

Bir yandan yaklaşık yarım yüzyıldır Cumhuriyet fikrinin tüm dayanaklarını ortadan kaldıran neoliberal yıkım stratejisi, diğer yandan bu stratejinin bir sonucu olarak ortaya çıkan otokratik tek adam zihniyeti ülkemizi bir enkaz altında bırakmış durumda. Bu enkazın altında kalmamak için tek yolumuz var: Cumhuriyet’i kendi anlamına uygun biçimiyle, yani halk egemenliğiyle yeniden kurarak, laik, sosyal ve demokratik bir hukuk devleti niteliğine gerçekten kavuşturarak geleceğe taşımak.

 Cumhuriyet’i halk egemenliğiyle güçlendirmek ve geleceğe taşımak için Cumhuriyet’in tüm dayanaklarını ortadan kaldıran egemen politikayı doğru anlamak gerekmekte:

Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu bir yönetim biçimi olarak tarif edilen Cumhuriyet ile otokrasi ve tek adam yönetimi bağdaşmaz.

Toplumun yüzde 1’inin, toplumun yüzde 99’unun üzerindeki egemenliğine dayalı bir rejim ile Cumhuriyet taban tabana çelişir.

Toplumun büyük çoğunluğu işçilerden oluşurken sermayenin egemenliğini esas alan bir düzen ile Cumhuriyet fikri uyuşmaz.

Toplumun yarısını oluşturan kadınların toplumsal yaşamın her alanındaki eşitliğini kabul etmeyen, edemeyen bir anlayış ile Cumhuriyet fikri bağdaşmaz.

Cumhuriyet, bir ulusun egemenliği kendi elinde tuttuğu yönetim biçimi olarak tanımlanır. Dolayısıyla Cumhuriyet özünde halkın egemenliğine işaret eder. Cumhuriyet ile egemenliğin kaynağı artık bir hanedandan, bir sülaleden gelmez, babadan oğula geçmez. Cumhuriyette egemenliğin simgeleştiği yer saraylar değil meclislerdir. Egemenliğin kaynağı halktır.

Ancak ülkemizde yaşanan gerçeklik maalesef bu tanımlardan uzaktır: Sermayenin giderek artan egemenliği başta işçi sınıfı olmak üzere halkın geniş kesimlerini dışlayarak, Cumhuriyet fikrinin altını boşaltmıştır. Küçük bir azınlığın ekonomiden hukuka, siyasetten kültüre her alanda toplumun yüzde 99’u üzerinde tam bir egemenlik kurduğu, halkın yüzde 99’unun ekonomik, demokratik ve siyasi tüm haklarının olabildiğince kısıtlandığı bir toplumsal düzen inşa edilmiş, böylesi bir düzende “Cumhuriyet” maalesef bir etiket haline dönüştürülmüştür.

Özetle Cumhuriyet’in, yani halk egemenliğinin karşısında en önemli iki engel vardır:

Birincisi toplumun yüzde 99’unun çıkarlarının karşısında sermayenin egemenliğinin giderek pekiştirilmesidir.

Diğeri ise sermaye egemenliğinin pekişmesinin bir sonucu olarak siyasi iktidarın otokratik ve baskıcı bir hal almasıdır.

Sermaye egemenliğinin en vahşi görünümü olarak neoliberalizm, son yarım yüzyılda Cumhuriyet’i enkaza çevirmiştir. İşçiler, ezilenler ve kadınlar, Cumhuriyet’ten iyice dışlanmıştır. Son 20 yılda AKP yönetimi altında siyasal demokrasinin ve hukuk devletinin en küçük olanaklarının da yok edildiği otokratik rejim, neoliberal saldırının ve karşı devrimin zirvesidir.

 SERMAYE DARBESİNİN TAHRİBATI

Bugün tüm dünyada demokratik kazanımların gerileyerek otoriter, baskıcı, ayrımcı, ırkçı, cinsiyetçi iktidarların yükselişini görüyoruz. Her yerde ve her tarihsel dönemde sendikalar başta olmak üzere emeğin örgütlü gücü zayıfladıkça, işçi sınıfının toplumsal ve siyasi gücü geriletildikçe, genel olarak halkın örgütlülüğü engellendikçe demokrasi de gerilemiştir. Türkiye bu gerilemenin en çarpıcı ve hızlı yaşandığı ülkelerden biridir. Emeği, çevreyi ve kamu yararını esas alan politikalar zayıfladıkça Cumhuriyet fikrine yabancı, demokrasi ve insan haklarına düşman, köktenci, ayrımcı ve baskıcı siyasal akımlar güçlenmektedir.

Ülkemizde de toplumun yüzde 99’unun kendi geleceği, ülkenin geleceği, neyi üreteceği, nasıl üreteceği ve nasıl bölüşeceği üzerinde söz ve karar hakkının olmadığı bir düzeni inşa edenler Cumhuriyet’in içinin boşaltılmasının sorumlularıdır.

Özellikle 1980’deki 24 Ocak kararları ve bu kararların toplumsal tepki olmadan uygulanmasını mümkün kılan 12 Eylül askeri darbesi ile başlayan iktisadi açıdan liberal, siyasal açıdan otoriter ve baskıcı rejim giderek kurumsallaştı. İşçi sınıfı örgütlerinin dağıtıldığı, etkisizleştirildiği; halkın hakkını arayıp soracağı tüm demokratik kanalların ortadan kaldırıldığı darbe koşullarında bugünkü rejimin yol haritası çizildi.

Geleneksel baskıcı yöntemlerin yanı sıra askeri darbe ile önü açılan neoliberal politikalar bugüne kadar neredeyse kesintisiz sürdü. Öncelikle ülke içindeki üretimin amacı bu ülke halkının ihtiyaçları olarak değil ihracat olarak tarif edildi. “Emeği ucuzlatarak rekabet gücü kazanmak” ihracatı artırmanın en kolay yolu olarak belirlendi. Üretimin iç pazar ihtiyaçlarından koparılması, satın alma gücüyle desteklenmiş iç talebin önemini azalttı ve emek gücünün sadece “maliyet kalemi” olarak görülmesine yol açtı. Emeği değersizleştirmeye yönelik politikalar sürekli hale geldi.

 12 Eylül ile başlayan bu tahribat AKP döneminde Cumhuriyet’in tüm hukuksal kazanımlarının yok edildiği otoriter bir rejim altında perçinlendi. 1961 Anayasası’ndan beri temel bir ilke olarak Anayasa’da yer alan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkesi AKP döneminde hem demokrasi, hem laiklik, hem de sosyal ve hukuksal yönüyle tahrip edildi.

 Emeğin sadece hakları değil yarattığı tüm birikimler de heba edildi. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana yaratılan ekonomik değerler, yoksul kentlerin istihdamına destek veren, halkın alım gücüne uygun üretim yapan tesisler, işletmeler tek tek satıldı. Özelleştirmeler ile Türkiye’nin kamusal birikimi yok edildi. Halkın çoğunluğu yoksullaşırken iktidar zenginleri yaratıldı. Kamu ekonomisi özelleştirildi ve kamu hizmetleri ticarileştirildi. Özelleştirmelerin yüzde 80’i AKP döneminde gerçekleştirildi; yani emeğin, halkın birikimine en büyük darbe bu dönemde vuruldu.

 İşçi sınıfının kazanımları saldırıya uğradı; sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim alanları başta olmak üzere sosyal haklar zayıflatıldı, kısmen paralı hale getirildi, metalaştırıldı. Çalışma hayatında güvencesizlik arttı. Esneklik uygulamaları ile işçi sınıfının kazanımları ve iş hukukunun temelini oluşturan koruyucu düzenlemeler zayıflatıldı. Çalışma yaşamı sadece güvencesiz değil, güvenliksiz bir hal aldı. Çalışırken ölüm, iş cinayetleri muazzam bilimsel ve teknik gelişmeye rağmen azalmak bir yana, arttı; dini değerler bile çarpıtılarak “kader” olarak sunuldu. Mezarda emekliliği dayatan, vergi dilimleri ile gelirimizi azaltan, kıdem tazminatına göz koyan politikaları yaşama geçirmek için olağanüstü çabalar harcandı.

 İşçi haklarına, sosyal haklara, kamusal birikime o kadar öfkeliydiler ki bu yıkımı yaparken “sosyal devlet” uygulamalarını kastederek “son sosyalist devleti yıkıyoruz” demekten çekinmediler. Gerçekten de Cumhuriyet’in tüm sosyal ve iktisadi birikimini yıktılar.

YIKIMIN HEDEFİ: ÖRGÜTSÜZ BİR İŞÇİ SINIFI VE ÖRGÜTSÜZ BİR HALK YARATMAK

Özellikle 1980 askeri darbesiyle başlayan dönemde sendikal haklar ağır baskılarla yüz yüze kaldı. Sendikal haklar hem yasal düzeyde hem uygulamada aşındı. Bunun sonucunda sendikalaşma ve toplu pazarlık kapsamı ciddi biçimde zayıfladı. Sonuçta bugün Türkiye işçi sınıfının yüzde 90’dan fazlası sendikal korumadan yoksun kaldı. İşçi sınıfı, temel haklarını ve demokratik kazanımlarını talep etme konusunda baskı altına alındı. Neoliberal örgütsüzleştirme saldırısı özellikle AKP döneminde hız kazandı ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) Küresel İşçi Hakları Endeksi’nde ülkemiz dünyada işçilerin haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasına girdi. Bugün 14 milyonu aşan sayıda işçi, yani kayıtlı işçilerin yüzde 90’ı herhangi bir sendikal korumaya sahip değil. Sayısı 15 milyonu aşan işçilerin yüzde 92’si ise toplu iş sözleşmesi hakkı başta olmak üzere sendikal haklarını kullanamıyor.

 GREVLERİ YASAKLAYANLARDAN İŞÇİYE DOST OLMAZ

Grev hakkı devlet tarafından yasaklama ve ertelemelerle sistematik biçimde ihlal edilerek kullanılamaz hale getirildi. Yine AKP iktidarı döneminde neredeyse tüm grevler hukuksuz bir şekilde erteleme adı altında yasaklandı. Üstelik ülkemizin Cumhurbaşkanı Anayasal bir hak olan grevleri yasaklamayı yerli ve yabancı sermaye temsilcilerine canlı yayınlarda övünerek anlattı, onlardan alkış aldı. Sadece grev hakkının değil salon toplantılarından yürüyüşlere, imza toplamaktan mahkemede hakkını savunmaya kadar her türlü demokratik hak arayışının keyfi biçimde kısıtlandığı ve engellendiği bir ülke, sermayenin bu coşkulu alkışları arasında adım adım inşa edildi.

 SADAKA DEĞİL EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ!

Bu ortam içinde gelir eşitsizliği artarken, ortalama ücretler asgari ücret düzeyine yaklaşmaya başladı. Ağır vergi yükü işçilerin gelirlerini aşındırdı. Bunlara kamusal hakların giderek paralı hale gelmesi eklenince emekçilerin geçim şartları olağanüstü zorlaştı; satın alma gücü düştü ve yoksullaşma arttı. Bu sürecin doğal bir sonucu olarak işçi sınıfı ve emekçiler finansal araçlar yoluyla daha fazla borçlandırıldı. İktidar yoksullaştırdığı halkı ve işçi sınıfını, bir yandan borçlandırarak bir yandan da “sosyal yardım” bağımlılığı üzerinden yönetmeye başladı. Sosyal yardıma muhtaç insan sayısı her geçen gün arttı, sosyal yardımlar iktidar partilerine yakınlığa göre dağıtıldı.

 DEMOKRASİ İŞÇİNİN EKMEĞİDİR

Türkiye hızla ihracata odaklı bir ekonomiye yönelirken, emeğin ucuzlatılması, nüfusun çoğunluğunu oluşturan emekçilerin hakkını arayıp sormasının engellenmesi ancak otoriter bir yönetim ile mümkündü. İşçileşmiş ama uysal bir toplum isteyen sermaye örgütlerinin aktif veya pasif desteğiyle ülkemizde demokrasinin tüm kırıntıları adım adım tahrip edildi. Geçmişte de kalıcılık kazanamayan demokratik haklar bir bir ortadan kaldırıldı. Laikliğin ortadan kaldırılmasına yönelik hızlı adımlar ile işçi sınıfının tepkilerinin önlenmesi ve iktidara boyun eğmesi hedeflendi. İşçi sınıfının birliğinden korkulduğu için ayrımcı politikalar, böl-parçala-yönet politikaları, kutuplaştırıcı nefret söylemleri ivme kazandı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kurumsallaştırılarak, kadınlar bir yandan ucuz ve güvencesiz istihdama veya işsizliğe mahkum edildi. Ailede, toplumda, yaşamın her alanında eşit ve bağımsız görülmeyen kadınlar, diğer yandan da devletin çekildiği tüm “sosyal” görevleri omuzlamak zorunda kalarak hane içi görünmez emeğin artmasıyla yüz yüze kaldı. Tüm bu yaşananların bir sonucu olarak kadına yönelik şiddet giderek tırmandı.

 KRİZLER CUMHURİYETİ!

DEMOKRASİ KRİZİ… GELİR DAĞILIMI KRİZİ… CUMHURİYET’İN KRİZİ…

Yüzde 99’un dışlanarak yüzde 1’in sınırsız ve sorumsuz egemenliğine dayalı bir sistem kurma çabaları en sonunda mantıki sonucuna ulaştı ve otoriter bir başkanlık rejimi ülkemize getirildi. Türkiye ağır bir demokrasi krizi içine girdi. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı, tüm kuvvet tek kişide toplandı, denge ve denetleme mekanizmaları işlemez oldu. Yargı, bağımsızlığını tamamen yitirdi; uluslararası antlaşmalar bir kenara atıldı. Seçme ve seçilme hakkına dahi el uzatıldı. Özetle “yüzde 1’in egemenliği” tek kişide cisimleşti.

Tek kişide cisimleşen yüzden 1’in egemenliğinin, yani başkanlık sisteminin işçi sınıfı için, halkımız için çok ağır sonuçları oldu. Sistem değişikliğinden sonraki dört yılda yüzde 15’ten yüzde 85’e fırlayan enflasyon ile alım gücümüz hızla geriledi. Milyonların mahkûm edildiği asgari ücret dört yıl içinde 337 dolardan 297 dolara geriletildi; böylece sermaye için özlenen “rekabet gücü” elde edilmek istendi. Asgari ücretin Kişi Başı Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı yüzde 53’ten yüzde 38’e düştü. Bu dört yılda işsiz sayısının 5,5 milyondan 8,5 milyona çıkmasıyla ücretler daha fazla baskı altına alındı. Büyük bir bölüşüm krizini gösteren bu rakamlar tesadüfen ortaya çıkmadı; aksine Başkanlık sistemiyle hedeflenen sonuçlar tam da bunlardı: Vahşi kapitalizm koşullarında “cumhur”un yüzde 99’una karşı, yüzde 1’in en yıkıcı egemenliği!

Cumhuriyet’in altını oyan süreç aslında toplumun en büyük kesimi olan ücretlileri baskı altında alarak, son lokmasına göz koyma stratejisinin bir parçası olarak ve en önemlisi bir sermaye programı olarak işletildi. İşçi sınıfının kendi hak ve çıkarlarını savunan bir sınıf olarak var olmaması için her türden ırkçı, gerici, ayrımcı, baskıcı ve otoriter politikaya ihtiyaç duyanlar, Cumhuriyet’in temellerinin sarsılmasından hiç de rahatsızlık duymadı. Aksine bu sürece aktif veya pasif destek verdi.

Sayısal olarak hızla artarken, siyasi ve toplumsal etkisi azalan bir işçi sınıfı hayali, Cumhuriyet’in temellerini tamamıyla sarstı. Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu bir yönetim biçimi olarak tarif edilen Cumhuriyet fikri, o milletin çoğunluğu işçileştiği andan itibaren sermayenin hayalleriyle taban tabana çelişti.

Yaklaşık yarım yüzyılda sadece ülkemizde değil dünya çapında işçi sınıfı büyüdü, ücretli emek yaygınlaştı; işçileşme (proleterleşme) toplumun çok geniş bir kesimini içine alarak genişledi. Bir yandan ücretli çalışma yaygınlaşırken, öte yandan ücretlilerin, yoksul halkların toplumsal zenginlikten aldığı pay azaldı. Servetin küresel, toplumsal ve sınıfsal dağılımında da ciddi bir çarpıklık yaşandı ve bu çarpıklık sürekli olarak arttı. Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı’nın verilerine göre 90’ların ortasından bu yana, son çeyrek yüzyılda yaratılan servetin yüzde 38’ine en zengin yüzde 1’lik kesim el koyarken, en alttaki yüzde 50 ancak yüzde 2’sine sahip olabildi.

Artan eşitsizliklerin Türkiye tarihindeki en sert görünümüne ise son dönemde hep birlikte tanık olduk. Türkiye ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olarak sunulurken, sadece son 2 yılda üretilen değerde emeğin payı yüzde 37’den yüzde 25,2’ye düştü. Sermayenin payı ise 2020-2022 arasında yüzde 42,9’dan yüzde 54’e çıktı.

Bugün cumhurun büyük çoğunluğunun, neredeyse dörtte üçünün bağımlı çalışan olarak yaşamını sürdürdüğü ülkemizde, ücretli çalışanların örgütlenmesini yasal ve fiili yollarla engelleyenler belki bugün kâr oranlarını yükselttikleri için, kâr rekorları açıkladıkları için ürettiğimiz değerden aldıkları pay yükseldiği için mutlu olabilirler. Sadece emek gücünün değil, memleketin yer altı ve yer üstü kaynaklarını, doğasını, kentlerini, kamusal tüm birikimini, eğitimden sağlığa tüm temel hizmetlerini sınırsız ve sorumsuzca, sermaye birikiminin çıkarları için seferber edebildikleri bu düzenin devamına çeşitli biçimlerde onay verebilirler.

Ancak toplumun yüzde 99’unun emeğine, geleceğine, ülkesine örgütlü biçimde sahip çıkamadığı, sahip çıkmasının engellendiği bir ülkede, nasıl tehlikeli bir gelecek inşasına el verdiklerini de tarih mutlaka değerlendirecektir.

YOL AYRIMI: YA TEK ADAM REJİMİ ve SERMAYE EGEMENLİĞİ YA DA DEMOKRATİK ve SOSYAL CUMHURİYET

Hem nicel olarak nüfusun çoğunluğu olan hem de ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten milyonların söz sahibi olmadığı bir Cumhuriyet, ismiyle çelişecektir. Kısacası işçi sınıfı olmadan Cumhuriyet olmaz. Emek olmadan, halk olmadan çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü temellere dayalı gerçek bir demokrasi olmadan Cumhuriyet olmaz. Cumhuriyet ikinci yüzyıla ancak başta örgütlü işçi sınıfı olmak üzere halk egemenliği ile taşınabilir. Bugün Cumhuriyet önümüzdeki yüzyılda ancak ve ancak Emeğin Türkiye’si olarak var olabilecektir. İnsanca yaşayabilmek ve geleceğe umutla bakabilmek için neoliberalizmin ve otoriter rejimin tahribatlarını ortadan kaldıracak ve harcında eşitlik, özgürlük, demokrasi, sosyal ve ekonomik haklar olacak emeğin dünyasını ve Türkiye’sini inşa etmek mümkün ve zorunludur. Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin belki de kader anında ülkemizi hangi Cumhurbaşkanı’nın yöneteceğine, hangi parti veya partilerin iktidara geleceğine dair elbette bir karar vereceğiz. Ama sadece bir aday, bir parti tercihi yapmayacağız. AKP’nin kökleştirdiği neoliberal dönüşümün bir sonucu olarak işçilerin, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların, halkımızın geniş kesimlerinin siyasetten dışlanmasına, tüm ifade ve katılım kanallarının kapatılmasına, siyasetin demokratik zeminlerden uzaklaşmasına karşı bir yanıt üreteceğiz. Bu oranda işçileşmiş bir toplumda, demokratik bir Cumhuriyet’in, ancak eşitlikçi-halkçı-kamucu-özgürlükçü-sosyal bir Cumhuriyet olarak var olabileceğinin bilincinde olacağız. Toplumun çoğunluğunun dışlanmasına dayanan sermaye politikaları sona ermediğinde Cumhuriyet’in temellerini sarsan aynı karanlık yere yeniden çıkılmasının kaçınılmaz olduğunu anlatacağız.

Yani sadece nasıl bir Cumhurbaşkanı sorusuna yanıt vermeyecek, nasıl bir Cumhuriyet istediğimize, Cumhuriyet’in nasıl kendi anlamının hakkını vererek yaşayabileceğine dair fikirlerimizi de savunacağız.

EMEĞİN TÜRKİYESİ’NDE DEMOKRATİK ve SOSYAL BİR CUMHURİYET

DİSK olarak Cumhuriyet’i gelecekte anlamına uygun yaşatmanın yolunu “Demokratik ve Sosyal bir Cumhuriyet ve Emeğin Türkiye’si” olarak tanımlıyoruz.

Emeğin Türkiye’si, sermayenin değil halkın egemenliğini esas alır. Halkın ve nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfının, çalışanların, üretenlerin egemen olabilmesinin yolu da örgütlü olmasından, örgütlü olmasının önüne engel koymak bir yana, örgütlenmenin güvence altına alınmasından geçer. Bu nedenle örgütlenmenin ve demokratik hak arayışının önündeki her türlü baraj, baskı, fiili ve hukuki engeller kaldırılmalıdır. Barajsız, engelsiz sendikal haklar, çok düzeyli toplu pazarlık hakkı, hak grevi, dayanışma grevi ve genel grevi de kapsayan grev hakkı tanınmalıdır.

Emeğin Türkiye’si toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil toplumun yararını esas alan kamucu ekonomi politikalarını içerir. Yani bir avuç sermayedar ve zenginin yararına işleyen, toplum ve kamu yararını, toplumsal ve kamusal çıkarları tahrip eden, toplumsal kaynakları rant uğruna talan eden, az kazanın çok/çok kazananın az vergi verdiği, Kur Korumalı Mevduat gibi yöntemlerle zenginlerin birikimlerinin emekçilerden alınan vergilerle desteklendiği mevcut politikalar yerine, toplumun yüzde 99’unun çıkarlarını esas alacak toplumcu/kamucu politikalar uygulanır. Bu ülkenin iflas etmiş neoliberal dogmalar yerine halkın yaşamını iyileştirecek, işsizlere iş bulacak, daha iyi işler yaratacak, daha iyi ücretler sağlayacak, emeğin haklarını, insanca çalışmayı, toplumsal gelirin adil yeniden dağılımını, vergide adaleti, katılımcı demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini, kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit katılımını ve herkesin sosyal güvenliğini sağlayan ekonomi politikalarına ve kalkınma modellerine ihtiyacı vardır.

Emeğin Türkiye’si insan onuruna yaraşır, güvenceli bir işi ve ücreti, kamusal sosyal güvenliği, emekliliği, eğitim-sağlık gibi temel hizmetleri alınıp satılan bir meta değil bir hak olarak görür ve bu hakları kamusal olarak güvence altına alır. Başta sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik olmak üzere temel toplumsal ihtiyaçların, eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olması esastır.

Emeğin Türkiye’sinde neoliberal bireyciliğin kültürel olarak hâkim kıldığı çıkarcılık, rekabet, ayrımcılık ve dışlanmaya karşı dayanışmanın geliştirilmesi hedeflenir.

Emeğin Türkiye’si kutuplaşmanın değil işçilerin birliğinin, halkların kardeşliğinin güvencesidir; çok sesliliği, çoğulculuğu, toplumsal cinsiyet eşitliğini, bir arada kardeşçe yaşamı, yurtta, bölgede ve dünyada barış politikasını benimseyen demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin egemenliğini esas alır. Emeğin Türkiye’si, demokrasiye, laikliğe, bir sosyal hukuk devleti ilkesine dayalı yeni bir Anayasa ile de güvence altına alınmalıdır.

DEMOKRATİK VE SOSYAL CUMHURİYET ÖRGÜTLÜ İŞÇİ SINIFIYLA MÜMKÜN

Cumhuriyet’in yüzüncü yılı için belirlediğimiz bu hedefler ilk bakışta gerçekleşmesi zor hedefler olarak görülebilir. Çünkü toplumun yüzde 1’i, bizlere, biz toplumun üreten çoğunluğuna tüm bunları gerçekleştirmenin hayal olduğunu söylüyor. Sermaye egemenliğindeki bir dünyayı ve Türkiye’yi akılcı bir seçenek olarak dayatıyor.

“Başka bir alternatif yok” sloganıyla palazlanan neoliberal aklın ülkemizi ve dünyayı getirdiği nokta ortada. Artan eşitsizlikler, savaşlar, yıkımlar, göçler, yağmalanan bir dünya ve sermayenin kâr hırsıyla yok oluşa sürüklenen bir gezegen haline geldik.

Toplumun yüzde 99’u için iyi olan her şey “ütopya” olarak küçümsendi. Dünyanın, ülkenin ve düzenin değiştirilemez olduğuna dair yalanlar söylendi. Bu yalanların etkili olmasının tek koşulu bizim bölünmüşlüğümüz, bizim örgütsüzlülüğümüz. Bu nedenle emeğin Türkiye’si ve dünyası için, demokratik ve sosyal bir Cumhuriyet için mutlaka ve mutlaka örgütlenmeliyiz. Her şeye rağmen örgütleneceğiz. İşyerlerinde sendikalaşacağız. Bununla da yetinmeyecek meslek örgütlerimizde, üniversitelerimizde, mahallerimizde, kentlerimizde yaşamın her alanında örgütleneceğiz. Sadece ekonomik-demokratik alanda değil siyasi alanda da örgütlü davranacağız. Büyük bir sermaye saldırısı altında bir yandan ekmeğimizi, haklarımızı koruma ve geliştirme kavgası verirken, bir yandan da bu düzeni değiştirmek için siyasi olarak da özne olacağız.

Demokrasi bize hediye olarak verilmeyecek, gökten zembil ile inmeyecek; “diş ile tırnak ile, umut ile sevda ile düş ile”, yani mücadeleyle inşa edilecek ve korunacak. Demokratik ve sosyal Cumhuriyet, örgütlü bir toplumla ve örgütlü işçi sınıfıyla mümkün olacak, hep birlikte kurulacak.

Bu hedeflere ulaşmak için kısa vadede ve acilen önümüzdeki engelleri kaldırmak zorundayız. Sendikalaşma hakkımız başta olmak üzere tüm demokratik haklarımızın kullanımının önünde engel olan “Başkanlık Sistemi” adı verilen ucube sistemden kurtulacağız. Önümüzdeki seçimlerin ülkemizin ve geleceğimizin önündeki bu engeli kaldırmak için önemli bir sınav olduğunu unutmayacağız.

Hangi sendikaya üye olacağımıza, hangi gazeteyi okuyacağımıza, hangi filmi izleyeceğimize, hangi festivale gideceğimize, nasıl giyineceğimize, nasıl düşüneceğimize karışmaya kalkanlara; grev, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi Anayasal demokratik haklarımıza el uzatanlara DUR diyeceğiz. Cumhuriyet’in en temel kazanımlarına sahip çıkacağız.

Ülke kaynaklarının nasıl kullanılacağına, neyi üreteceğimize, nasıl üreteceğimize ve nasıl bölüşeceğimize dair söz ve karar sahibi olacağımız bir düzen için mücadeleyi büyütme iradesini yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz.

Bu ülkeyi en demokratik, en barışçı, en özgürlükçü, en adil, en eşitlikçi biçimiyle, Emeğin Türkiye’si olarak kendi ellerimizle kuracağız.

Disk Genel-İş Haber Arşivi
“Adil Vergi İstiyoruz” Talebimiz TBMM’de
Sendikamız ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Arasında Toplu İş Sözleşmesi Ek Protokol Töreni
Yeni Yılda İşçiler için Değişen Bir Şey Yok: Küresel İşsizlik, Sosyal Eşitsizlik
Sendikamız ile Yenimahalle Belediyesi Arasında Ek Protokol Töreni
EPSU Toplu İş Sözleşmesi Bülteniyle Avrupa’dan Sendikal Mücadele Haberleri
Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk’ü Andık
Abdullah Baştürk'ü Özlemle Anıyoruz
Abdullah Baştürk'ü Özlemle Anıyoruz
Sendikamızın Kurucu Genel Başkanı Abdullah Baştürk’ü Ölümünün 32. Yılında Saygı ve Özlemle Anıyoruz
10 Aralık: İnsanlık Onurunun Hakkını Verenlerin Günü
3 Aralık Dünya Engelliler Günü: Engellilerin Hakları Hâlâ Sistematik Olarak İhlal Ediliyor
DİSK’ten Asgari Ücret Açıklaması: Gelirde Adalet, Vergide Adalet, İnsanca Yaşanacak Ücret!
Büyüme Gerçeği: Sermaye Büyümüş, Emekçi Küçülmüş
25 Kasım: Eşit ve Özgür Bir Yaşam için
16 Kasım Sendikal Baskılara Karşı Küresel Eylem Günü: Yılmadık, Yorulmadık, İnadına Sendika!
EMEK Gazetesinin 182-183. Sayısı Çıktı
100. Yılında Cumhuriyet’i Kutluyoruz!
Emekçiler İstanbul Kartal'da Vergide Adalet için Buluştu
Direnen Filistin Halkının Yanındayız!
Bu Defa 17 Ekim Hatırlatsın: Yoksulun Haysiyeti Var!
Enflasyon Hedefleri Dikiş Tutmuyor: Şimdiden Yüzde 65 Hayal!
18 Eylül: Ücret Eşitsizliğine Mecbur Bırakılan Kadınlar Yoksul!
2023 ITUC Küresel Haklar Endeksi: İşçi Hakları Saldırı Altında
DİSK-AR: İşsizlik Tırmanışta
Barış Emekle Gelecek!
18. Genel Kurulumuzu Gerçekleştirdik
Genel-İş 18. Olağan Genel Kurulu Toplanıyor
DİSK/Genel-İş 18. Olağan Genel Kurulu Toplanıyor
Enflasyon ve Zamlardan Sonra Ahvalimiz: “Demir olsak çürürdük, toprak olduk dayandık”
Başkanlarımız Mahmut Seren ve İsmail Hakkı Önal’ı Andık
Önderlerimizi Özlemle Anıyoruz
DİSK Önderlerini Anıyor
Sendikamız ile Elmadağ Belediyesinin Toplu İş Sözleşmesi Töreni
Umut, Dayanışma, Birlik ve Mücadelemizde 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
ÇOCUK, İŞÇİ OLMAZ!
TÜİK’in Doğalgaz Fiyatını Enflasyon Hesabından Düşme Kararı Ne Anlama Geliyor?
Genel Başkanımız Remzi Çalışkan’a Şükran Belgesi
1 Mayıs’ta Haklarımız için Alanlardaydık
Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü: İşçiler Çalışırken Ölüm Kalım Mücadelesi Veriyor!
Mücadelenin 61. Yılı: Daha Gidecek Çok Yolumuz Var
1 Mayıs 2023 Bildirimiz
İşçi Sınıfı Deprem Bölgesinde Yaşamı Yeniden Örüyor
EYT Düzenlemesi ile Zorunlu Emeklilik Yürürlükten Kalktı Ama Yetmez!
Afet Bölgesinde Çalışan İşçiler için Acil İşçi Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri Alınsın
DİSK Heyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Görüştü
Deprem Kararnamesi’nden Sosyal Politika Çıkmadı!
Dayanışma Yaşatacak!
Şimdi Dayanışma Zamanı
Zorunlu Emekliliğin Kaldırılması Yetmez Belediye Şirket İşçilerinin Yaşadığı Bütün Hak Kayıpları Giderilsin, Kadro Verilsin!
İşçi Sınıfının Tahakküm Altına Alınışının Miladı: 24 Ocak Kararları
Yargıtay Sendikamızı Haklı Buldu: İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Her Bir Şirket İçin Ayrı TİS Yetkisi Verilecek!
Milyonlar İşsiz: İşsizlerin Yüzde 90’ı İşsizlik Ödeneği Alamıyor
Yolların, Yolculukların ve Varışların Mimarı: Ulaşım İşçileri
Yeni Yıl Mesajımız
“İnsanca Ücret, Vergide Adalet” için Bakanlıkların Önündeyiz!
Yoksulluğa Teslim Olmayacağız: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme
Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk’ü Vefatının 31. Yıl Dönümünde Andık
Sendikamızın Kurucu Genel Başkanı Abdullah Baştürk’ü Ölümünün 31. Yılında Saygı ve Özlemle Anıyoruz
10 Aralık İnsan Hakları Günü: Haklarımızla Varız
DİSK Asgari Ücret Talebini Açıkladı
3 Aralık Dünya Engelliler Günü: Engelliler Sosyal Adalet İstiyor!
Kadro Talebimizi Meclis’e Taşıdık!
Şiddet, Sömürü ve Eşitsizliğe Karşı Mücadelemiz Bitmeyecek!
16 Kasım Sendikal Baskılara Karşı Küresel Eylem Günü: Hakkımız Olanı Alacağız!
Ankara Ulus Meydanı'ndan Belediye Şirket İşçilerinin Kadro Hakkını Haykırdık
İşçilerin Yüzüncü Yıl Bildirgesi: Emeğin Türkiye’si için Demokratik ve Sosyal Cumhuriyet
Cumhuriyet’in 99. Yılı Kutlu Olsun!
EMEK Gazetesi'nin 177. Sayısı Çıktı
Rıza Kuas’ı Saygıyla Anıyoruz
Grev Hakkımız Engellenemez
Bir “Kader Planı” Olarak Yoksulluk
DİSK Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi
DİSK-AR İşsizlik Ve İstihdamın Görünümü Raporu Yayımlandı: 7,3 Milyon İşsiz!
“Belediye Şirket İşçilerine Kadro” Kampanyamız
Sendikamızın Olağanüstü Genel Kurulu Yapıldı
18 Eylül Eşit Değerde İşe Eşit Ücret Günü
12 Eylül’ün Karanlığını Hesaplaşarak Yeneceğiz
Refah ve İstihdam Yaratan Bir Büyüme Mümkündür
Kumluca Belediyesi’nde Neler Yaşanıyor?
Makas Açılmaya Devam Ediyor: Emeğin Payı Küçülürken Sermayenin Payı Büyüyor
Sosyal Adaletin Taşıyıcısı Olarak Bakım Emekçileri
1 Eylül Dünya Barış Günü: İşçiler Neden Barışta Israr Etmeli?
İşsizlik Bilmecesi: İŞ-KUR ve TÜİK Verileri Örtüşemiyor!
Bu Böyle Gitmez!
İsmail Hakkı Önal ve Mahmut Seren’i Sevgi, Saygı ve Özlemle Andık
DİSK/Genel-İş Muğla 2 No'lu Şube 1. Olağan Genel Kurul İlanı
Genel Başkanlarımız İsmail Hakkı Önal’ı ve Mahmut Seren’i Anıyoruz
Yarınlar İçin Aydınlık Yollar İnşa Eden Bir Önder: Kemal Türkler
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemiyle Çöküş İvme Kazandı!
Hayat Çok Pahalı, Emek Değeri Çok Ucuz! Bu Böyle Gitmez!
15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’ne Bugünden Bakmak
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü: “Çocuklar Tarlaya Değil Okula Gitsin!”
İstikrarlı Yükselişte! Yeni Perde
8 Milyon İşsizi Nasıl Saklarız?
Enflasyon İstikrarlı(!) Yükselişini Sürdürüyor!
1 Mayıs Alanlarını Doldurduk
Sendikamızın Bayram Mesajı
İllere Göre 1 Mayıs Etkinlik Programlarımız
Modern Zaman Semenderleri: İtfaiyeciler
Geçmişten Bugüne Genel-İş
1 Mayıs Afişlerimiz Çıktı
1 Mayıs Bildirimiz: Emek, Adalet, Barış ve Demokrasi̇ için Haydi 1 Mayıs’a!
Genel-İş 60 Yaşında
EMEK Gazetesi'nin 174. Sayısı Çıktı
DİSK TARİHİ: Dayanışma, Direniş ve Her Şeye Rağmen Umut
İzmir Şubelerimizin Binası Törenle Açıldı
İzmir’den Haykırdık: Emeğimizi, Haklarımızı, Geleceğimizi Ezdirmeyeceğiz!
Görevden Alınan Temsilcilerle İlgili Bilgilendirme
Savaşa Hayır
20 Şubat Dünya Sosyal Adalet Günü ve Türkiye’nin Hal-i Pür-Melali
Afrika'da aşı yokken AB aşıyı çöpe atacak
Yüksek Faturalara Karşı ve Haklarımız İçin Alanlara Çıktık!
EMEK Gazetesi'nin 173. Sayısı Çıktı
DİSK: “Bitmeyen Kavgadır, Sürüp Gider…”
Şehrin En Sahici Tanıkları: Temizlik İşçileri
42 Yıllık Çöküş: 24 Ocak Kararları
İnsanlık İçin Kırmızı Alarm: İklim Krizi
Yeşilin Mimarları: Park/Bahçe İşçileri
Zam ve Enflasyon Fırtınası Emekçileri Vuruyor
Sendikamızın Yeni Yıl Mesajı
DİSK/Genel-İş seni üye olmaya çağırıyor!
Abdullah Baştürk'ü Andık
Abdullah Baştürk'ü Saygı ve Özlemle Anıyoruz
Abdullah Baştürk Mücadelemizde Yaşıyor!
Özgürlük ve Eşitlik Hepimizin Hakkı
DİSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Önünde Asgari Ücret 5200 Net Dedi
3 Aralık Dünya Engelliler Günü: Engelleme Yeter!
Emeğimizi ve Memleketimizi Savunmak İçin Omuz Omuza!
EMEK Gazetesi'nin 172. Sayısı Çıktı
Akademisyenler Göreve İade Edilsin!
Cumhuriyet’in 98. Yılı Kutlu Olsun!
Rıza Kuas’ı Saygıyla Anıyoruz
Milyonlara Bütçe, Yüzde 1’e Değil!
Yaşam Protestosu: Barınma Kamusal Haktır
12 Eylül Karanlığını Yeneceğiz!
DİSK Abdullah Baştürk Parkı’nda!
Barış Emekle Gelecek!
Afet Bölgelerinde Dayanışmayı Büyütüyoruz!
Orman Varlıklarımızı Koruyun!
Sendikal Önderlerimiz Mahmut Seren ve İsmail Hakkı Önal’ı Andık
Sendikal Önderlerimizi Anıyoruz
Önderlerimizi Anıyoruz
Basın Özgürlüğü Baskıya, Sansüre Maruz Bırakılamaz!
Yüzde 1’lik Zengin Kesim Dünya Malının Yarısına Sahip
DİSK’in 15-16 Haziran Bildirisi Yayımlandı
Emeğimizin Hakkını Almak; Hiç Kimseye Muhtaç Olmadan Yaşamak İstiyoruz!
ILO'dan Yeni Rapor: Salgın Eşitsizliği ve Yoksulluğu Derinleştirmeye Devam Ediyor
İşçiler Büyümeden Pay Alamıyor!
Bayram Mesajımız
1 Mayıs'ta Umudu, Dayanışmayı ve Mücadeleyi Ördük!
1 Mayıs'ta Umudu, Dayanışmayı ve Mücadeleyi Ördük
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Toplu İş Sözleşmesi İmzaladık
Konak Belediyesi’nde Toplu İş Sözleşmesi İmzaladık
Tam Kapanma Yok, Sınıf Ayrımcılığı Var!
Nazım Hikmet’in 1 Mayıs Şiiri Bestelendi
23 Nisan Kutlu Olsun!
Yanlıştan Dönüldü: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yeniden Kuruldu
1 Mayıs Afişimiz : Umut Dayanışmada Mücadele Yan Yana
Genel-İş 59 Yıldır Emek ve Demokrasi Mücadelesinde
Kod-29 Zulmüne Son Verin!
Emek ve Demokrasi İçin 1 Mayıs’ta Yan Yana
Virüsten Dolar Çıkardılar!
Son Dönem Yapılan Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Süreçlerine İlişkin Açıklamamızdır
Emeğin Hakları Olmadan Demokrasi Olmaz!
Kadıköy Belediyesi Şirketi KASDAŞ ile Sendikamız Arasında İmzalanan TİS Sürecine İlişkin Açıklamamız
İşveren Zulmü: Kodu 29
Mücadele Sürüyor Genel-İş Büyüyor
Abdullah Baştürk Eğitim ve Dinlenme Tesisleri ve Yönetici Ücretleri ile İlgili Asılsız İddialar Üzerine Açıklama
Sendikamızın Yeni Yıl Mesajı
Kurucu Genel Başkanımız ve DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk’ü Andık
Anayasa Mahkemesi’nden Üyelerimiz Lehine Yeni Hak İhlali Kararları
Abdullah Baştürk'ü Anıyoruz
Vergide Adalet Olmadan Ücrette Adalet Olmaz
Neden İnsan Hakları?
Sendikamızın Hukuki Mücadelesi Sonuç Verdi: Anayasa Mahkemesi'nden Sendikal Hak İhlali Kararı
Engelsiz Bir Dünya İçin Mücadeleye!
Salgın Sınıfsal Eşitsizliği Arttırıyor: Tek Yol Örgütlenmek
EMEK Gazete'sinin 167. Sayısı Çıktı
Dünya Çocuk Hakları Gününde Çocuklar İçin Eşit ve Adil Bir Dünya
İzmir Halkına Başsağlığı ve Sabır Diliyoruz, Siyasi İktidara ve Belediyelere ise Sağlıklı Güvenlikli Yapılarda Yaşam Hakkı İçin Çalışın Diyoruz!
Cumhuriyet’in 97. Yılı Kutlu Olsun!
İşçi Haklarına Saldırı Yasası Mecliste
Yokluk Değil Sömürü, Sabretme Değil Mücadele
EPSU: İnsana Yaraşır İş İçin Yeni Bir Sosyal Sözleşme
Salgın Eğitimdeki Eşitsizlikleri Derinleştirdi
12 Eylül Karanlığına Karşı Mücadelemiz Sürüyor
Felaketler Öldürmez, İhmal ve Tedbirsizlik Öldürür
Sendikamızın Bayram Mesajı
İşverene Destek İşçiye Yük
Mahmut Seren’i Aramızdan Ayrılışının 13.Yılında Saygı, Sevgi ve Özlemle Andık
Mahmut Seren’i Ölümünün 13. Yıldönümünde Saygı, Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
İsmail Hakkı Önal’ı Ölümünün 18. Yıldönümünde Saygı, Sevgi ve Özlemle Andık
İsmail Hakkı Önal’ı Ölümünün 18. Yıldönümünde Saygı, Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
Sağlık Bakanlığı’ndan Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi
23 Haziran Kamu Hizmetleri Günü: Kamunun Ticarileştirilmesine Son Verin
EMEK Gazetesi'nin 165. Sayısı Çıktı
15-16 Haziran İşçi Direnişi Kararlılık ve Mücadele Aşılamaya Devam Ediyor
15-16 Haziran İşçi Direnişi 50. Yılında da İşçi Sınıfına Yol Gösteriyor
İktisatçılardan Uyarı: Gelirler Yarı Yarıya Düşebilir
Belediyelerin Dikkatine!
Sendikamızın Bayram Mesajı
Geçmişten Günümüze 1 Mayıs
İnsanlığın Geleceği İşçi Sınıfının Ellerinde
1 Mayıs Afişlerimiz Çıktı
Küresel Virüs Salgını Koşullarında 58. Yıl Kutlu Olsun
EMEK Gazetesi'nin 164. Sayısı Çıktı
Su Piyasanın Değil, Tüm Canlıların Yaşam Hakkıdır!
İlhan İlhan!
Van-Bahçesaray’da Üyemiz Emrullah Ersari'yi Kaybettik
EMEK Gazetesi 163. Sayı
Sağlık Sigortası Nedir? Sağlık Hizmetlerinden Nasıl Faydalanırız?
Yeni Yıl Mesajımız
Abdullah Baştürk'ü Andık
Bir Sendikacı Neden Anılır?
Hak, Hukuk, Adalet Yok, Sömürü Diz Boyu, Ne Yapmalı'yı Konuştuk
Abdullah Baştürk'ü Anıyoruz
EMEK Gazetesi'nin 162. Sayısı Çıktı
Bilim İnsanı, İnsan Hakları Savunucusu ve Siyasetçi Mümtaz Soysal’ı Kaybettik
Rıza Kuas'ı Anıyoruz
Otoriter Bir Emek Rejimi Yerleşiyor
Bakan Müteahhitleri Kurtarma Programını Açıkladı
Greta, Dünyayı Yönetenlere Kafa Tuttu
Aliağa Bir Direnişçisini Kaybetti
Sendikamız Genel Denetim Kurulu ve Genel Disiplin Kurulu Görev Dağılımları Yapıldı
İklim Krizine Karşı İşçi Sınıfı Göreve
EMEK Gazetesi'nin 161. Sayısı Çıktı
12 Eylül Karanlığına Karşı Mücadelemiz Devam Ediyor
Genel Yönetim Kurulumuz Görev Dağılımı Yaptı
Ekonomi Tıkırında
Artık Yeter! Her Yerde Barış Talep Ediyoruz!
Uluslararası Panel: Sorunlar Benzer, Mücadele Dünya Çapında
Genel Kurul Karar Verdi: Halk İçin Demokrasiyi Türkiye İşçi Sınıfı Kuracak
Yeni Genel Yönetim Kurulumuz İşbaşında
17. Genel Kurulumuz Birlik, Mücadele ve Dayanışma Şiarı ile Yapıldı
Sendikamızın Bayram Mesajı
Kemal Nebioğlu’nu Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
DİSK/Genel-İş 17. Olağan Genel Kurulu Toplanıyor
Ciğerlerimizi KAZmayın!
Mahmut Seren’i Sevgi ve Özlemle Andık
Mahmut Seren’i Ölümünün 12. Yıldönümünde Saygı ve Özlemle Anıyoruz
İsmail Hakkı Önal’ı Sevgi ve Özlemle Andık
EMEK Gazetesi'nin 160. Sayısı Çıktı
İsmail Hakkı Önal’ı Ölümünün 17. Yıldönümünde Saygı ve Özlemle Anıyoruz
Başkanlar Kurulu Durumu Değerlendirdi
EMEK Araştırma Dergisi Haziran 2019/1 Sayısı Çıktı
İstanbul'u Var Eden Belediye İşçilerine Davet
Ankara Halk Ekmek Gerçekleri
Sendikamızın Bayram Mesajı
Neoliberalizmin Gıda Egemenliğine Son Verelim
Çocuk Susar, Sen Susma!
EMEK Gazetesi'nin 159. Sayısı Çıktı
1 Mayıs Bahar Oldu, Emekçiye Umut Oldu
57 Yıla Bir Bakış
Çiftçi Olmadan Karnımız Doymaz
57 Yıldır Sen Yürürsün Rüzgar Yürür
Haydi 1 Mayıs'a!
Emekle Bütünleşen Belediyecilik İstiyoruz
Su Doğal Varlıktır; Kimsenin Değildir, Piyasa Malı Hiç Değildir
Millet İşsiz Güçsüz
Varlıktan Küçüldük
Sonumuz Fukişima Olmasın!
Termik Zehirlenmeye İki Yıl Daha
Bakanlık İstatistiklerinde İşsizlik İtirafı
Aklın Yolu Bir
EMEK Gazetesi'nin 157. Sayısı Çıktı
İzenerji Eylemine EPSU'dan Destek
Ücretlere Vergi Kazığı
DİSK/Genel-İş Yıllığı ‘16-’17 Çıktı!
Barışın Egemen Olduğu Bir Ülke Özlemiyle Yeni Yıla Giriyoruz
Asgari Ücret, Ücretlerimize Nasıl Yansıtılmalıdır?
Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk'ü Andık
İşçi Sınıfına Adanmış Bir Yaşam
100 Gün Derman Olmadı
DİSK/Genel-İş Şube Olağan Genel Kurulları Devam Ediyor
Asgari Ücret İçin Eylemdeyiz
Dördüncü Sanayi Devrimi ve İşin Geleceği
EMEK Gazetesi'nin 156. Sayısı Çıktı
Üzüntülüyüz Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan’ı Kaybettik
Cumhuriyetin 95. Yılı Kutlu Olsun
10 Ekim’de Kaybettiğimiz Barış Güvercinlerini Özlemle Anıyoruz
DİSK/Genel-İş Başkanlar Kurulu Toplu Sözleşme Hakkı ve Ücretler Vurgusu Yaptı
İşsizlik Fonu Sermayenin Can Simidi Değildir!
EMEK Gazetesi'nin 155. Sayısı Çıktı
Okullar Açıldı! Eğitimde Durum Ne Olacak?
12 Eylül Tüm Sonuçlarıyla Devam Ediyor!
“Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Durumu ve Sorunları” Raporumuz Yayımlandı!
Barış İçin El Ele
Sendikamızın Bayram Mesajı
Kemal Nebioğlu’nu Vefatının 12. Yılında Saygı ve Özlemle Anıyoruz
Terörü Lanetliyoruz
Mahmut Seren’i Aramızdan Ayrılışının 11.Yılında Sevgi, Saygı ve Özlemle Andık
Mahmut Seren'i Vefatının 11. Yıldönümünde Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
Prof. Dr. Cevat Geray'ı Sonsuzluğa Uğurluyoruz
İsmail Hakkı Önal’ı Vefatının 16. Yıldönümünde Saygı ve Özlemle Andık
İsmail Hakkı Önal’ı Ölümünün 16. Yıldönümünde Saygı ve Özlemle Anıyoruz
İşçi Sınıfının Unutulmaz Önderi Kemal Türkler Mücadelemizde Yaşıyor
Yatağan'da Özelleştirme İki İşçi Hayatına Mal Oldu!
EMEK Gazetesi'nin 154. Sayısı Çıktı
Soma Davası'nda Vicdanları Yaralayan Karar
Önlenmesi Mümkünken 24 Yurttaşımızı Kaybettik!
Üç Yanımız Nükleer Başımız Belada
Bayram Kutlu Olsun, Umut Olsun!
15-16 Haziran İşçi Direnişi İşçilere Yol Göstermeye Devam Ediyor
Yöneteceklerden Talep Ediyoruz
Doğanın Sahibi Değil Parçasıyız
EMEK Gazetesi'nin 153. Sayısı Çıktı
Bugün Günlerden Deniz, Yusuf, Hüseyin
Genel-İş 1 Mayıs Oldu!
Dünden Bugüne 1 Mayıs’lar
Yerel Yönetim Şirketlerinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Ayrımcılık
Nükleer ile Hayat, Hayatta Nükleer Olmaz !
Haksızlığa Uğradı; İşsiz Kaldı, Yaşamını Yitirdi!
56. Yılında Genel-İş
56 Yıldır Sen Yürürsün Rüzgar Yürür
Afişlerimiz ve Bildirimiz Çıktı... Haydi 1 Mayıs'a!
EMEK Gazetesi'nin 152. Sayısı Çıktı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Görüştük
Su Meta Değildir ve Kapitalizmin Kar Hırsına Terk Edilemez!
4 Aralık 2017 Tarihinden Önce İhalesi Feshedilen Alt İşveren İşçilerinin Durumu
Şeker Fabrikaları Değerinin Çok Altında Üç Kuruşa Satıldı
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Afişlerimiz
İşçi Arkadaş İntihar Kurtuluş Değildir!
ASAT Şebeke İmalatı Çalışmasında Yaralanan İşçiyi Kaybettik
DİSK/Genel-İş Başkanlar Kurulu Toplantısı Ankara’da Gerçekleştirildi
EMEK Gazetesi'nin 151. Sayısı Çıktı
38 Yıldır Sermaye Gülüyor Gülme Sırası Bizde
Sendikamızın Yeni Yıl Mesajı
Sendikal Mücadelede Bir Kutup Yıldızı: Abdullah Baştürk
İşçi Sınıfı Bir Önderini Daha Kaybetti
İzmir’de Ayrımsız Kadro İçin Alandayız!
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne Uyulmasını Talep Ediyoruz!
Filistin Halkı Kazanacak
15. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi DİSK/Genel-İş Oturumu Yapıldı
EMEK Gazetesi 150. Sayısı ile Mücadelemize Işık Tutmaya Devam ediyor
Avrupa Parlamentosu’na Seslendik
10 Ayda 71 İşçi İntihar Ederek Yaşamına Son Verdi!
Eskişehir'den Seslendik: Güvenceli Çalışma İnsanca Yaşam İstiyoruz!
Peş Peşe İki Büyük Acı: Başınız Sağolsun Erinç Hoca
Bu Kez Acı Haber Bursa'dan
İşkolumuzda 11 İşçi Kardeşimizi İş Cinayetinde Kaybettik
Taş Kömürüne Dokunmayın
Cumhuriyet’in 94. Yılı Kutlu Olsun!
Zorunlu Arabuluculukta Sermayenin İtirafı
Taşeron Şirket İşçilerini Ne Bekliyor?
Şirketlerin Gözü Aydın ÇED Kalkıyor!
Orta Vadeli Zam ve Yoksulluk Programı
12 Eylül Sürüyor
Savaşlar İşçi Sınıfı İçin Ölüm ve Daha Çok Sömürü Demektir!
Sendikamızın Bayram Mesajı
Adalet Kurultayındayız: Herkes İçin Adalet! İşçi Sınıfı İçin Adalet!
Vaatler Çöpe İşçiler Mücadeleye
Sakarya’da Tarım İşçileri Göz Göre Göre Öldü
DİSK Genel Başkanlarından Kemal Nebioğlu'nu Saygıyla Anıyoruz
Genel-İş Başkanlar Kurulu: Güçlü Bir İşçi Sınıfı İçin Görev Başına
Mahmut Seren’i Aramızdan Ayrılışının 10.Yılında Sevgi, Saygı ve Özlemle Andık
Mahmut Seren'i Saygı ve Özlemle Anıyoruz
Kenan Budak’ı Katledilişinin 36. Yılında Anıyoruz
İsmail Hakkı Önal’ı Saygı ve Özlemle Andık
İsmail Hakkı Önal’ı Ölümünün 15. Yıldönümünde Saygı ve Özlemle Anıyoruz
Unutulmaz İşçi Önderi Kemal Türkler'i Saygıyla Anıyoruz
Özcan Kesgeç'i Saygıyla Anıyoruz
Grev Tehdit Değil Haktır!
İşçi Sınıfı İçin Adalet! Dedik
Sendikamızın Bayram Mesajı
15-16 Haziran’da Alanlarda Haykırdık: Kıdem Tazminatı Gaspına, Taşeron Köleliğine ve OHAL Adaletsizliğine Son!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan İşçilerin İşlerine İadesini İstedik
Mardin Valisi ile Görüştük, Üyelerimizle Buluştuk
Dicle Üniversitesi'ndeydik
15-16 Haziranın Işığında OHAL’in Kaldırılmasını Talep Ediyoruz!
Çocuklara Kıymayın Efendiler!
Seni Unutmayacağız Belgüzar Başkan…
Zeytin Ağacı Fermanla Ölmez !
Kıdem Tazminatı İçin Eylem Günü
ODTÜ Rektörlüğü ile Görüştük
Kıdemi Değil Taşeronu Kaldır
Genel Yönetim Kurulu Çukurova’da
Grev Bir Haktır Yasaklanamaz!
L20 Zirvesi Berlin'de Yapıldı
Yüreğimiz Soma’da Öfkemiz Sokakta
Avusturya Modeli Değil Türkiye Modelinde Israrcıyız
Abdullah Baştürk'ün Adı Çankaya'da
Ahmet İsvan’ı Sonsuzluğa Uğurluyoruz
Afişlerimizle, Bayraklarımızla, Umutlarımızla, Taleplerimizle Alanlardaydık...
EPSU 1 Mayıs Açıklaması: Dünya İşçileri Birleşin!
ODTÜ’de 1 Mayıs Hazırlığı
Kaybettiklerini Unutma, Kalanlar İçin Savaş
İtiraf Ettiler: İşçinin Kıdemi Piyasayı Fonlayacak
İnsanca Yaşamak İçin Haydi 1 Mayıs'a
Afişlerimizle, Bayraklarımızla, Umutlarımızla Alanlardayız
Genel-İş Bir Çınarını Sonsuzluğa Uğurladı
İşsizin Parası İle İşveren Teşvik Edilemez!
İşçi Sınıfı Mücadelesinde 55 Yıl
Aydınlık Türkiye Mücadelesini Sürdürmeye Devam Edeceğiz
7.1 Milyon İşsize İş Bulun!
Bir Sendikanın Örgütlenmesi Suç Olamaz
Genel Yönetim Kurulumuz Van, Şırnak ve Silopi'de
Diyarbakır’dan Seslendik: İşçiler İşlerine Dönsün Hukuksuzluk Son Bulsun!
Emek Gazetesi'nin 146. Sayısı Yeni Formatıyla Çıktı!
Bugün Dünya Su Günü: Su Yaşamdır
Hukuksuzluk Bitsin! İşçiler İşlerine Geri Dönsün!
El Attılar, İşsizliği Katladılar
Asbestli Yıkımın Durdurulması Sonrasında Yetkililer Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuldu
İçişleri Bakanı ile Görüştük
Sendikamız Hakkari Şube Olağan Genel Kurulu Yapıldı
Referandum Sonrası Güvencesiz Memurluk Geliyor!
İşçiler İşlerine Dönsün
Sınıf Sendikacılığında 50. Yıl
Karbel Grevinde Başarıya Ulaştık
Karabağlar Belediyesi İşçileri Grevde: İşçiler Köle Değildir, İş Ekmek Yoksa Barış da Yok!
Her Şey 37 Yıl Önce Başladı
Grev Yasağına Rağmen Direnen Metal İşçileri Kazandı
Metal İşçilerine Grev Yine Yasaklandı
Prof. Dr. Gürhan Fişek'i Kaybettik
C-AYALIM!
“İşiniz Var Daha Ne İstiyorsunuz”
İstanbul'da Yaşanan Katliamı Lanetliyoruz!
Sendikamızın Yeni Yıl Mesajı
Onayımız Yok! İşverenlere Hayırlı Olsun!
Asgari Ücret Eylemleri
Emek Büroları Açılışına Katıldık
Abdullah Baştürk'ü Andık
Abdi İpekçi Sordu Abdullah Baştürk Yanıtladı
Bugün de Kayseri: Artık Yeter
Hawking diyor ki: Paylaşmayı öğrenmemizin zamanı
İşte Asgari Ücret Gerçekleri!
Beşiktaş’ta Yaşanan Bombalı Terör Saldırısını Lanetliyoruz
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu Sendikamızı Ziyaret Etti
Engel Tanımayın, Hayata Katılın, Talep Edin!
DİSK/Genel-İş Başkanlar Kurulu: İşçi Sınıfı Güvencesizlikle Kuşatılıyor
12 Öğrencimizi Yangında Kaybettik: 5216 Madde 7/u
DİSK/Genel-İş Başkanlar Kurulu Toplantısı Ankara’da Yapıldı
Adana'daki Saldırıda Üyemizi Kaybettik
İşçi Sınıfının Derdi Eşitsizlik! Senin Derdin Ne?
Madenciler Niye Ölüyor?
10 Ekim Katliamı Davasının Takipçisiyiz
Çorum Belediye İşçilerinin Ankara Yürüyüşünün Gazetecisi Mete Akyol’u Kaybettik
Basın Özgürlüğünde Yüz Yıl Geriye Gittik
Özelleştirme ve Kapatılma Tehlikesi Altında İki Verimli Kurum: Türkiye Petrolleri ve Paşabahçe Cam Sanayii
Oyalama İstemiyoruz Kadro İstiyoruz!
Yoksulluk Sınırının Üzerine Çıkmak Mı Yoksa Eşitsizlikleri Ortadan Kaldırmak Mı?
Sendikamızdan Güney Koreli İşçilerin Mücadelesine Destek
Yönetmelik Değişti: YHK'da bağıtlanan 1 yıldan az süreli toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenecek
UNICEF'in Uluslararası Dünya Kız Çocukları Günü Açıklaması
Bergama’da Kültür Merkezi Açılışı
Birinci yılında Ankara Katliamı:“Yasaklarla acılar yok sayılamaz”
Halk Ekmeklere Sahip Çıkalım
ODTÜ’de Haykırdık: İnsanca Çalışmak İnsanca Yaşamak İstiyoruz!
Genel İşler İşkolunda 24 İşçiyi İş Cinayetlerinde Yitirdik
DİSK Güvenlik-Sen Sendikamız Genel Yönetim Kuruluna Dayanışma Ziyaretinde Bulundu
Bayramımız Barış Olsun
İş Kazaları Hız Kesmiyor: Varto Temsilcimiz İş Kazası Geçirdi
Asgari Ücret 1300 TL'nin Altına Düşmeyecek Ama..
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Barış ve Demokrasi Talep Ediyoruz
Felaketler Öldürmez, İhmal ve Tedbirsizlik Öldürür
Türkiye Varlık Fonu: Hükümet A.Ş.
Belediyelere Kayyum Meclis'teki Uzlaşmayla Geri Çekildi!
Darbe Girişimi Püskürtüldü Artık Tam Demokrasi İstiyoruz!
İstanbul'dan Sonra İzmir'den Haykırdık: Darbeye Hayır! Demokrasi Hemen Şimdi!
2016 Temmuz Verilerine Göre Genel İşler İşkolunun Durumu‏
Uluslararası İşgücü Yasası Meclis'ten Geçti
Mahmut Seren’i Aramızdan Ayrılışının 9.Yılında Sevgi, Saygı ve Özlemle Andık
ESHOT Şoförlerinden Kıdem Tazminatı Eylemi
Sendikamızın Bayram Mesajı
Sıra İş Mahkemelerine Geldi!
Diyarbakır 2 Nolu Şubemizin Olağanüstü Genel Kurulu Yapıldı
Mersin'de ve Hatay’da 15-16 Haziran Panelleri Yapıldı
Genel-İş Emek Araştırma Dergisi (GEAD) Yeniden Yayın Hayatına Döndü
15-16 Haziran Şanlı İşçi Direnişi Mücadelemize Işık Tutmaya Devam Ediyor
DİSK 15-16 Haziran Direnişi 46. Yıl Etkinliği
Sendikamızın 65. Hükümet Programına İlişkin Basın Açıklamasıdır...
2015 Yılında 1 Milyon Genç Kayıtdışı Çalıştırıldı!
Adana’da 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Anıtı
Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü Karnesi
DİSK-AR: Yeni İşsizlerin Yarısı Üniversite Mezunu
DİSK-AR: İşsizliğin Girdabında Kadınlar,Gençler ve Geçici İşçiler Var
DİSK-AR: Yöntem Değişikliği De İşsizliği Durduramadı
DİSK-AR: Orta Vadeli Program Güvencesizlik Ve Yoksulluk Programıdır
DİSK-AR: İşsizlik 42 Ayın Zirvesinde