DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesinden (emar) “Genç Emeği Raporu”: Her 10 Gençten 6’sı İstihdama Katılamıyor

14.05.2025

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesinden (emar) “Genç Emeği Raporu”: Her 10 Gençten 6’sı İstihdama Katılamıyor

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesinin  (emar) hazırladığı “Türkiye’de Genç İstihdamı Raporu”na göre 10 gençten 6’sı istihdama dahil olamıyor. Raporda, Türkiye’deki gençlerin istihdamının durumu, işsizlik sorunu, güvencesiz çalışma koşulları, genç yoksulluğu, sendikalaşma ve dünyada genç istihdamı ayrıntılı şekilde incelenmekte. Genel-İş Araştırma Dairesinin çalışmasına göre her 10 genç işçiden 9’u sendikasız.

Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Araştırma Dairesinin (emar) hazırladığı Türkiye’de Genç Emeği Raporu’nda çalışma hayatında gençlerin durumu analiz ediliyor. Genel-İş’in araştırmasına göre meslek lisesi mezunları, üniversite mezunlarından daha çok istihdam olanağı buluyor. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin (NEET) sayısı giderek büyüyor, her 4 gençten 1’i NEET. Geniş tanımlı genç işsizliğinin yüzde 37,3 olduğunun vurgulandığı araştırmada üniversite mezunu 4 gençten 1’inin işsiz olduğu belirtildi. Genel-İş Araştırma Dairesinin raporuna göre genç işçilerin yüzde 91’inin sendika üyeliği yok.

Genel-İş Araştırma Dairesi: “Gençlerin onurlu, güvenceli ve insanca bir yaşam sürebilmesi ancak emekten yana politikaların hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir”

Gençlerin istihdamı, genç işsizliği, Avrupa’da çalışma hayatındaki gençler, ne eğitimde ne de istihdamdaki gençler, (NEET) gençlerde sendikalaşma ve yoksulluk konu başlıklarında çalışmaların olduğu raporda şu ifadeler yer verildi:

“Türkiye'de genç istihdamı, neoliberal politikaların ve sermaye yanlısı ekonomi anlayışının doğrudan mağduru haline gelmiştir. 15-24 yaş aralığındaki milyonlarca genç, sistematik olarak işsizliğe, güvencesizliğe ve kayıt dışı çalışmaya mahkûm edilmekte; emeği ucuz işgücü olarak metalaştırılmaktadır. Devletin kamusal istihdamı küçültmesi, eğitim ile üretim arasındaki köprüleri zayıflatması ve iş piyasasını tamamen piyasa dinamiklerine terk etmesi, gençlerin geleceğini belirsizlik ve yoksullukla kuşatmaktadır. Daha da çarpıcısı, henüz çocuk sayılması gereken 15 yaşındaki bireylerin dahi işgücü istatistiklerine dâhil edilmesi, çocuk emeğinin normalleştirilmesine ve sömürülmesine zemin hazırlamaktadır. Bu tablo, yalnızca bireysel değil sınıfsal bir sorunun yansımasıdır; genç işsizliği, sermayenin kâr hırsıyla şekillenen emek rejiminin yarattığı yapısal bir krizdir. Gençlerin onurlu, güvenceli ve insanca bir yaşam sürebilmesi ancak emekten yana politikaların hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir.”

“Her 10 Gençten 6’sı İstihdama Katılamıyor!”

“Verilere göre, Türkiye’de 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yalnızca %39,5’i (yaklaşık 4 milyon 609 bin kişi) istihdama katılabilmektedir. Geriye kalan %60,5’lik kesim ise iş gücüne dâhil olamamakta; bu durum, genç işsizliğinin boyutlarını ve kapitalist emek rejiminin gençleri nasıl dışladığını göstermektedir. Ancak bu veriler değerlendirilirken yaş aralığının alt sınırı olan 15’in çocukluk yaş sınırı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.”

“Genç Kadınların İstihdama Katılım Oranı, Genç Erkeklerin Yarısı Kadar!”

“Cinsiyet eşitsizliği ise, toplumun birçok farklı alanında olduğu gibi iş gücü piyasasında da kendini gösteriyor. 15-24 yaş arasındaki erkeklerin istihdam oranı %51,7 (yaklaşık 3 milyon 119 bin kişi) iken aynı yaş grubundaki kadınların istihdam oranı %26,4’te (yaklaşık 1 milyon 490 bin kişi) kalmaktadır. Bu fark, erkeklerin iş gücüne katılım oranının, kadınların katılım oranından iki kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Kadınların iş gücüne katılımının düşük olmasının arkasında birçok faktör bulunmaktadır; toplumsal cinsiyet rolleri, ailevi sorumluluklar ve cinsiyet temelli ayrımcılık bu engellerin başında gelmektedir.”

Meslek Lisesi Mezunları, Üniversite Mezunlarından Daha Çok İstihdam Olanağı Buluyor.

“Türkiye’de meslek lisesi mezunları, üniversite mezunlarına kıyasla daha yüksek oranda istihdam ediliyor. 15-24 yaş grubuna ilişkin verilere göre, üniversite mezunlarının istihdam oranı yüzde 56,5 iken mesleki ve teknik lise mezunlarının istihdam oranı yüzde 57,3’tür. Genel lise mezunlarının istihdam oranı ise yalnızca yüzde 36,4’tür. Bu sonuçlar, lise düzeyinde alınan mesleki ve teknik eğitimin, genel akademik eğitimden daha yüksek bir istihdam yarattığını göstermesi açısından önemlidir. Türkiye’deki istihdam beklentisi, Avrupa ülkelerine benzer şekilde, iyi eğitimli üniversite öğreniminden ziyade yükseköğrenim gerektirmeyen teknik beceri isteyen işlere yöneliktir.”

“Türkiye, OECD’nin 6 Puan Altında!”

“Türkiye'de genç istihdam oranı OECD’ye göre 2023 yılında %37,6 olarak ölçülmüştür. Bu oran, AB ortalaması olan %35,8’in bir miktar üzerinde iken, OECD ortalaması olan %43,7’nin altında kalmaktadır.”

“Ne Eğitimde Ne De İstihdamdaki Gençlerin Sayısı Endişe Verici, Her 4 Gençten Biri NEET!”

“Genç nüfusta eğitim programlarını sürdürmemekle birlikte, hâlâ istihdama dahil olamayan oranındaki artış devam etmektedir. 15 ile 29 yaş arasında, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin sayısı (NEET) geçtiğimiz yıl 4 milyon 676 bine (%25,9) ulaşmıştır. Yani her 4 gençten biri, ne eğitimine devam etmekte ne de iş gücüne katılmaktadır. NEET oranının yüksek olması, genç işsizliğinin yanı sıra kayıt dışı çalışmanın yoğunluğunu da gözler önüne sermektedir.”

“Türkiye NEET’de Avrupa Birincisi”

“Eğitimini tamamlayan veya bir şekilde devam etmeyen ve bununla birlikte istihdam edilmeyen gençleri kapsayan “NEET” OECD verisinde Türkiye yüzde 22,5 oranla Avrupa birincisi. Avrupa ve diğer dünya ülkelerinde bu oran 20’nin altındadır.”

Türkiye’de Geniş Tanımlı Genç İşsizlik Oranı Yüzde 37,3!

“Gençler, çalışma hayatına katılımları konusunda birçok ayrımcı politikaya maruz kalırken ülkemizde genç işsizliği en önemli sorunlardan biri hâline gelmiştir. Gençler iş bulamadıkları için psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan ciddi sorunlar yaşamakta; bu nedenle de güvencesiz, düşük ücretli ve kayıt dışı işlere yönelmektedir. Pandemi sonrasında TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranlarında bir düşüş görülse de, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan geniş tanımlı işsizlik giderek artmaktadır. Gençlerde ise bu oran çok daha yüksektir. 15-24 yaş arası genç nüfusta, geniş tanımlı işsizlik oranı 2024’ün son çeyreğinde yüzde 37,3’tür. Aynı dönemde, geniş tanımlı genç işsizliği, dar tanımlı genç işsizliğin 21,6 puan üzerindedir.”

“Üniversite Mezunu 4 Gençten 1'i İşsiz!”

“2002 yılında Türkiye’de 68’i devlet, 25’i vakıf olmak üzere toplam 93 üniversite bulunmaktaydı. Günümüzde bu sayı, 129 devlet ve 79 vakıf üniversitesi olmak üzere 208’e yükselmiştir. “Her ile bir üniversite” politikasıyla birlikte, yükseköğretim kurumlarının sayısal artışı sağlanmış; ancak taşrada yapay bir kalkınma yaratmak amacıyla, akademik birikim ve bilimsel altyapıdan uzak yükseköğretim kurumları oluşmuştur. Büyükşehirlerde ise apartmandan dönüştürülmüş yapılarda üniversite eğitimi verilir hâle gelmiştir. Eğitim durumuna göre genç işsizlik oranlarını karşılaştırdığımızda, üniversite mezunu her dört gençten birinin işsiz olduğu görülmektedir. Genç işsizliği, eğitim düzeyine göre incelendiğinde, ortalama 22-25 yaş aralığında üniversiteden mezun olan bireylerin iş hayatına dahil olamadığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de nüfusun yaklaşık %10’u üniversite öğrencisiyken bu oran Avrupa ülkelerinde %2’ye kadar düşmektedir. TÜİK verilerine göre, 15-24 yaş arası üniversite mezunlarının %24,9’u işsizdir. İşsizlik oranı, eğitim seviyesi düştükçe azalmaktadır. Genç nüfusta işsizlik oranı; lise mezunları için %18, ortaokul mezunları için %11, ilkokul mezunları için %13,3, okuma yazma bilen fakat bir okul bitirmemiş bireyler için %10,8, okuma yazma bilmeyenler için ise %13,3’tür.”

“Türkiye Genç İşsizliğinde Avrupa Ortalamasının Çok Üstünde!”

“Türkiye’nin 2023 yılı itibarıyla 15-24 yaş grubundaki genç işsizlik oranı %17,4 seviyesindedir. Bu oran, hem Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan %14,5’in, hem de OECD ortalaması olan %10,5’in oldukça üzerindedir. Türkiye bu oranla, incelenen 15 ülke arasında genç işsizliğin en yüksek olduğu dördüncü ülke konumundadır.”

“Genç İşçilerin Yüzde 91’i Sendikasız!”

“Gençlerin çalışma hayatına katılımının düşük olması, sendikalaşmayı da olumsuz etkilemektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre, 15 ile 29 yaş arasında 9 milyon 265 bin 156 sigortalı işçi bulunmaktadır. Bu işçilerin yalnızca 790 bin 762’si sendika üyesidir. Genç işçilerin sadece yüzde 9’u sendikalıdır. Kayıt dışı istihdam edilen gençlerin de sosyal güvenceden yoksun olduğu göz önüne alındığında, gençlerin en temel sendikal haklara sahip olmadıkları açıkça görülmektedir.”

“Yoksulluktan En Çok Çocuklar ve Gençler Etkileniyor!”

Türkiye’de 25 yaş altındaki her 5 kişiden 1’i yoksullukla baş başa. 2024 yılında genel yoksulluk oranı yüzde 13,3 iken, 15-24 yaş aralığındaki gençlerde bu oran yüzde 17,1’e yükselmektedir. 0-14 yaş arası çocuklar için ise yoksulluk oranı yüzde 21,8’e çıkmaktadır.

Genel-İş Araştırma Dairesi: “Gençlerin güvenceli iş gücüne dahil olmasını hedefleyen sürdürülebilir politikalar geliştirilmelidir”

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi taleplerini şöyle sıraladı:

“Türkiye’de giderek kötüleşen ekonomik tabloyu durdurmak amacıyla siyasal iktidar tarafından uygulanan politikalar, çalışma hayatında emekçiler açısından ciddi kayıplara yol açmaktadır. Toplumun önemli bir kesimini oluşturan ve 2002 yılından bu yana başka bir siyasi yönetim görmemiş olan gençler, bugün itibarıyla çalışma hayatına dahil olma sürecine girmiştir. Ülkenin her alanında ve kademesinde gözlemlenen yozlaşma, özellikle gençler arasında rahatsızlık yaratmış; bu durum zamanla bir başkaldırıya dönüşerek ‘2025 Mart Öğrenci Eylemleri’nin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Genç işçilerin sorunlarının çözümü için, devletin geçici ve kısa vadeli istihdam politikaları yerine, gençlerin güvenceli iş gücüne dahil olmasını ve tüm işçilerin sosyal haklarının güvence altına alınmasını hedefleyen sürdürülebilir istihdam politikaları geliştirilmelidir.

Bu kapsamda taleplerimizi yineliyoruz:

  • Üniversitelerdeki bağımsız, özerk ve bilimsel eğitim sistemine yönelik baskılar kaldırılmalı; “Her şehre bir üniversite” politikalarından vazgeçilerek mevcut üniversite ve meslek yüksekokullarının niteliği artırılmalıdır.
  • Genç istihdamını artıracak kamu yatırımları yapılmalı ve gençlerin düzenli iş yaşamına geçişleri kolaylaştırılmalıdır.
  • Gençlerin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı; sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmalıdır.
  • İşsizlikle mücadele ve istihdamı artırmaya yönelik geliştirilecek politikalarda, genç kadınların iş gücüne eşit biçimde katılımını destekleyen cinsiyet eşitliğine dayalı kamu politikaları hayata geçirilmelidir.
  • Gençlerin ucuz iş gücü olarak görülmesi ve kayıt dışı çalışmaya yönlendirilmesi engellenmelidir.”

 


Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız. (pdf)